Egzamalar Alerji ve Astıma Sebep Olabilir!

“Egzamada deri bütünlüğünün bozulması, alerjenlerin deri yoluyla vücuda girmesine neden olur. Bu da vücutta alerjik yanıtı arttıran hücreleri çoğaltarak, diğer alerjik hastalıkları başlatır. Egzama ile başlayan bu durum; besin alerjisi, astım ve alerjik rinit gelişmesine neden olabilir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, açıkladı!
Derimiz birçok farklı katmandan oluşur. Özellikle derinin en dış tabakasını oluşturan hücreler, “tuğla” ve “alçı” benzeri bir görünümle birbirine bağlıdır. Tuğlaların bir arada durmasını sağlayan alçı gibi, derideki hücreleri de bir arada tutan hücrelerarası bağlantılar vardır. Kalıtımsal olarak bu hücreler arası bağlantıları sağlayan maddelerdeki yetersizlik deride; kurumaya ve dökülmeye neden olur. Normalde derinin en üst katmanını sağlayan bu hücrelerin, mikroplara karşı; koruyucu ve nemlendirici özellikleri vardır. Normal deride hücrelerin etrafında, yağ asitleri ve seramid olarak adlandırılan ve deriyi nemlendiren maddeler bulunur. Ancak egzaması olan deride bu kalıtımsal olarak bu maddelerin üretimi de azalmıştır.
“Filaggrin” Cildin Doğal Nemlendiricisi!
Egzama gelişimine neden olan bir diğer önemli faktör ise, “Filaggrin” (deride üretilen protein) olarak adlandırılır. Filaggrin, derinin doğal nemlendiricisidir, ayrıca deri pH’ının sağlanmasında ve mikroplara karşı korunmada önemlidir. Filaggrinde kalıtımsal bir eksiklik olması durumunda derinin yapısı bozularak mikropların daha kolay üreyebileceği bir ortam oluşur. Deri suyu tutamaz ve kurur, en dıştaki deri tabakasının yapısı bozularak alerjenlere ve kimyasallara geçirgen hale gelir. Filaggrin eksikliğinde; daha erken yaşlarda başlayan, daha ağır egzama görülür ve hastanın, alerjik hastalık özellikle de astım geliştirme riski yüksektir. Normal deride asidik pH (4-6) vardır. Bu asidik ortam mikroplara karşı korunmak ve hücre yenilenmesi için önemlidir. Egzamalı hastanın cildinde görülen alkali ortam, bakterilerin üremesine neden olur.
Uygun Nemlendiriciler ile Egzama Önlenebilir!
Derideki tüm bu bozukluklar deri yoluyla alerjenlerin vücuda girmesine neden olarak vücutta alerjik yanıtı başlatır. Yani alerjik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan hücrelerin üretimini arttırır. Bu hücreler kan yoluyla tüm vücutta etki göstererek besin alerjisi, astım ve alerjik rinit gelişmesine neden olur. Bu durumdan kaçınmak için, ailede doktor tanılı egzamalı kişi var ise bebek doğduktan sonra, uygun nemlendiricilerle deriyi güçlendirmek egzama gelişimini önleyebilir. Egzama geliştiyse; bebeklik döneminden itibaren neden olan alerjenden kaçınılması (besin, ev tozu), deri bariyerini güçlendiren özellikle “seramidden” zengin nemlendiriciler ve “topikal kortikosteroidler” ile egzamanın daha da alevlenmesini önlemek, diğer alerjik hastalıkların gelişimini durdurmak açısından önemlidir.
Benzer Yazılar
Ankara’daki Tıp Fakültesi öğrencisinin ölüm nedeni olarak arı sokması düşünülünce akıllara arı alerjisi ölüme neden olabilir mi geliyor. Arı sokmaları genellikle soktuğu yerde biraz şişliğe neden olurken bazen de çok ciddi, alerjik şok olarak tanımladığımız alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Arı sokmalarına bağlı ciddi alerjik reaksiyonların çocukların yaklaşık %1’inde ve yetişkinlerin %3’ünde görüldüğünü belirten İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, açıkladı.
Egzama ile başlayan bu durum; besin alerjisi, astım ve alerjik rinit gelişmesine neden olabilir.
Şeftalinin tüyleri, kiraza dokunamama, kavun tüketmeyle beraber gelen kaşıntı hissi… Bütün bunların nedeni besinlere karşı duyduğunuz hassasiyet dolayısıyla gelişen alerji olabilir. Ağız alerjisi dediğimiz ve halk arasında sık görünen bu alerji, birçok önemli sağlık sorununa yol açabiliyor.
Birçok çocuk kış aylarının belli bir dönemini hastalanarak geçiriyor.
Günümüzde yeni geliştirilen alerji testi olan Moleküler alerji testi ile artık alerjik hastalıkların teşhisi daha kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılmaktadır. Bu testle çok az bir kan ile nano teknoloji ile yapılan bu testle kişinin alerjisi varsa klasik alerji testleri ile elde edemediğimiz çok önemli bilgiler vermektedir.
Mart sonu ile Haziran ayı arasında kalan dönem, havadaki polenin en yoğun olduğu dönemdir
Düzenli bir şekilde bakımı yapılmayan ve temizlenmeyen klimalar; gribal hastalıklardan, yüz felcine kadar pek çok hastalığın habercisi olabiliyor. Hemen hemen artık her evde ve tüm iş yerlerinde olan klimaların kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini bu yazıda ele aldık.
Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen orman yangınları, ekosisteme verdiği zararın yanı sıra kötü hava koşulları nedeniyle astım hastalarının da belirtilerinin alevlenmesine neden olabilir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, iklim değişikliğinin ve orman yangınlarının astım üzerinde yarattığı riskleri anlattı.
Astım ve alerjik hastalıklar çok sayıda kişiyi etkilemektedir. Her geçen gün bu durumlardan etkilenen kişi sayısında artış yaşanmaktadır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, açıkladı.
Günümüzde yeni geliştirilen alerji testi olan Moleküler alerji testi ile artık alerjik hastalıkların teşhisi daha kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılmaktadır. Bu testle çok az bir kan ile nano teknoloji ile yapılan bu testle kişinin alerjisi varsa klasik alerji testleri ile elde edemediğimiz çok önemli bilgiler vermektedir.