Kabakulak Nedir?

Kabakulak nedir?
Kabakulak, virüslerin tükürük bezlerinde enfeksiyon yapması ve burada büyümesiyle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Çocukluk çağında yaygın olarak görülen bir hastalık olsa da hastalığı geçirmemiş kişilerde yetişkinlik döneminde de görülebilir.
Kabakulak, özellikle Ocak ve Mayıs ayları aralığında olmakla birlikte, kış ve bahar aylarında sıkça görülmektedir. Hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması ya da başkalarını öpmesi sırasında bu virüsler damlacıklarla beraber havada kalırlar ve bu odada bulunan kişilere hastalığı bulaştırırlar.
Hastalığın belirtileri, virüs vücuda girdikten sonra yaklaşık 3. haftada ortaya çıkar. Bu hastalığa bir kere yakalandıktan sonra vücut buna karşı bağışıklık kazanır. Tekrarlaması söz konusu değildir.
Kabakulağın belirtileri nelerdir?
· Sağ ve sol olmak üzere sırayla çenenin arka alt tarafında şişlik olur ve baş şişlik olan tarafa doğru yatık durur.
· Tükürük bezlerinde ağrı vardır ve boğazda ağrı hissedilir.
· Bir şeyler yerken ya da ağız açıp kapatırken ağrı hissedilir.
· Hastada hafif ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, halsizlik ve yorgunluk görülür.
· Hasta karın ağrısı çekiyorsa, yumurtalıklarda iltihaplanma olmuş olabilir.
· Hastalığın çok şiddetli olduğu durumlarda ya da iltihaplanma olursa boyunda tutulmayla birlikte, bulantı ve kusma görülebilir.
Kabakulak hastalığında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Kabakulakta, hastalığa neden olan virüs kana karıştığında yayılarak diğer organlara da ulaşır. Buralarda iltihaplanmaya neden olurken, beyin zarına geldiğinde menenjite yol açabilir. Bu sebeple, görülen hafif baş ağrısı ve ateşin şiddetlenmesi, kusma görülmesi ve ense sertleşmesi acilen önlem alınması gereken durumlardır.
Bu virüs sadece beyinde değil, böbrek, pankreas, sinirlerde de iltihaplanmaya sebep olabilir. Yumurtalıkların iltihaplanması sonucunda kadın ve erkekte kısırlık görülebilmektedir.
Kabakulak hastalığından korunma yolları nelerdir?
MMR aşısı ile kabakulak hastalığından korunmak mümkündür. Yüzde 95 oranında koruma sağlayan aşı iki seferde uygulanır. İlki, 1-1,5 yaş aralığında ve ikincisi 4-5 yaşlarında yapılmalıdır.
Kabakulak hastalığının tedavisinde neler yapılmalıdır?
Kabakulak geçiren bir hasta, yaklaşık on gün süren bir yatak istirahati ile dinlenmelidir. Tedavi süresince diğer aile üyelerinden ayrı bir odada kalmalıdır. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar, hastalığın etkilerini ortadan kaldırmak için yeterli olacaktır. Hastalık, belirtilerin gözüktüğü andan itibaren iki hafta sonra iyileşmeye başlar.
Ağrının azalması için hastanın yumuşak gıdalarla beslenmesi tavsiye edilir. Bol miktarda su içilmeli ve asitli gıdalardan kaçınılmalıdır. Bol C vitamini ile bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir.
Benzer Yazılar
Bebeğe hijyenik ortam başta olmak üzere en uygun ortam koşullarını sağlamada, aşıları da dahil gerekli sağlık bakımlarını temin etmede temel görev; ebeveynlere düşmektedir!
Suçiçeği genellikle bir çocukluk çağında görülen ve varicella zoster virüsünün (VZV) sebep olduğu, vücutta kaşıntılı..
Yeni doğan bebeğin topuğundan alınan birkaç damla kan, doğumsal hastalıkların araştırılmasına yardımcı olur. Bu test topuk kanı taraması olarak bilinir.
Gebelik sırasında daima büyümekte olan bebeğiniz için besin ve oksijen taşıyan göbek kordonu, doğum sonrasında artık ihtiyaç kalmayacağı için uzun kısmı kesilerek alınır ve kısa bir parçası bırakılır. Bırakılan bu kısa parçanın da kendiliğinden düşmesi beklenir.
Eğer hemen fark ettiyseniz; doktorunuzun da önerdiği egzersizlerle, 6 ay kadar bir süreyle boyun eğriliklerini düzeltebilirsiniz.
Kawasaki hastalığı, ilk kez 1967 yılında Japonya’da genç bir doktor, Tomisaku Kawasaki tarafından keşfedildi. Başta Japonya olmak üzere hastalık en sık Asya ülkelerinde görülmektedir.
Bademcikler, vücudun bağışıklık sisteminin en önemli parçalarıdır.
Alerji, aslında zararlı olmayan bazı durumlara veya maddelere kimi bünyelerin gösterdiği aşırı tepki durumudur.
PFAPA sendromuna etki eden faktörlerin kaynağı bilinmemektedir. Ailesel vakalar tanımlanmış olup, bugüne dek genetik bir nedene rastlanılmamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü ilk 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmeyi, 6. aydan itibaren anne sütüyle birlikte tamamlayıcı beslenmeye başlanmasını önermektedir.