Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?
Panik atak nedir?
Panik atak; gerçek bir risk ya da aslında herhangi bir sebebi olmamasına rağmen, şiddetli fiziksel belirtilerle kendisini gösteren ve yoğun bir şekilde yaşanan korku atağıdır. Bu süreç oldukça korkutucudur. Yaşayan kişi, kalp krizi geçiriyor olduğunu düşünebilir. Bir insan hayatı boyunca birkaç defa panik atak krizi geçirebilir. Ancak, bu durum sürekli bir şekilde tekrar ediyorsa, panik bozukluğundan söz edilir.
Panik atak belirtileri nelerdir?
Panik atak krizinin en belirgin özelliği; ne zaman ve hangi anda ortaya çıkacağının tahmin edilememesidir. Aniden gelişir, 10 dakika içinde en yüksek seviyeye çıkar ve yaklaşık 15 dakika içinde sona erer. Bu durumun, uyku esnasında görülebileceğini de söyleyebiliriz. Başlıca belirtileri ise şu şekildedir:
- Çarpıntı
- Terleme
- Titreme
- Bulantı
- Uyuşma
- Karın ağrısı
- Baş dönmesi
- Yüksek ateş
- Sersem olma hali
- Ölüm düşüncesi ve korkusu
- Bayılacakmış gibi hissetme durumu
- Göğüs bölgesinde baskı hissi
- Çıldıracakmış gibi hissetme
- Nefes alma güçlüğü ya da soluğun kesilmesi
- Kişinin kendisini veya çevresini başka türlü algılaması
Panik atak nedenleri nelerdir?
- Genetik: Genetik faktörler, çevresel faktörlerle birleştiği zaman panik atak görülme ihtimali fazladır.
- Kimyasal ajanlar: Birtakım ilaçlar ve karbondioksit panik atağa neden olabilir.
- Anatomik bozukluklar: Beyin sapındaki mavi noktanın görevini yerine getirememesinden ötürü, sürekli bir korku halinde olunabilir.
- Antidepresan ilaçlar: İlk başlandığı süreçte, panik atak krizi belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir.
- Tütün ve alkol kullanımı: Sigara, alkol, kafein ve uyuşturucu gibi ürünler, panik atak krizine neden olabilir ve bunu zaman içinde artırabilir.
- Alışkanlıklar: Sakinleştirici sınıfında yer alan ilaçların birden bırakılması panik atak krizini tetikleyebilir. Bunun yanı sıra; hızlı soluk alıp vermek de krizi başlatabilecek diğer önemli bir noktadır.
- Kişilik: Çekingen ya da obsesif kompülsif bozukluğuna sahip kişilerde panik atak krizinin daha sık gözlemlendiğini söyleyebiliriz.
- Geçmiş olaylar: Boşanma, daha öncesinde istismara uğrama, cinsel saldırı altında kalma veya değer verdiği birinin kaybı ile duyulan üzüntü gibi durumlar da panik atak krizine neden olabilir.
Panik atak tedavisi nasıl yapılır?
Panik atak krizinin tedavisi vardır. Ancak, tedavi bırakıldıktan sonra bu krizlerin tekrarlaması durumu söz konusudur. Uygulanan ilaç tedavisinin yanı sıra; gevşeme ve solunum yolu egzersizleri de faydalı görülmektedir. Bir başka terapi yöntemi ise hipnozdur. Bu esnada yapılacak telkinler, kişinin korkularından kurtulmasını sağlayabilir. Eğer, sık sık panik atak krizleri geçiriyorsanız; düzenli olarak egzersiz yapmaya özen gösterin. Egzersiz yaparken, beyninizdeki kimyasal maddeler arasında bir denge sağlanır, endorfin düzeyi artar. Ayrıca; ihtiyacınız olan kadar uyumaya ve stresle baş edebilmeye de dikkat edin.
Benzer Yazılar
Bal peteği, sünger ve delikli peynir gibi birtakım nesnelerde tekrar eden delikli yapılara karşı duyulan fobi, tripofobi olarak isimlendirilir. Bu durum kişilerde isteksizlik ve iğrenme hislerini açığa çıkarır.
Pandeminin günlük yaşantımıza getirdiği kargaşa bir yana, şu an yaşadığımız belirsizlik durumu günden güne endişelerimizi arttırıyor.
Panik atak; gerçek bir risk ya da aslında herhangi bir sebebi olmamasına rağmen, şiddetli fiziksel belirtilerle kendisini gösteren ve yoğun bir şekilde yaşanan korku atağıdır. Bu süreç oldukça korkutucudur.
Obsesif kompulsif bozukluk; mantık dışı olduğu bilindiği halde, yeniden yeniden zihni meşgul eden ve kontrol altına alınmakta güçlük çekilen takıntıların neden olduğu, sıkıntının yok olması için bazı hareketleri birden fazla yapmak şeklinde seyreden bir psikiyatri bozukluktur.
Belli bir yerde kısılmış hissetme veya kaçamama gibi irrasyonel ve yoğun korkunun eşlik ettiği önemli bir anksiyete bozukluğu çeşididir.
Tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda olabildiği gibi anksiyete bozukluklarında da ‘damgalama’ durumu yaşanmaktadır. Damgalama, toplum içerisinde psikiyatrik hastalıklara karşı var olan basmakalıp düşüncelerin tetiklediği, sosyal statü kaybı ve ayrımcılığa uğrama olarak tanımlanmaktadır.
