Ramazan Ayında Aç Kalmanız Kilo Almayacağınız Anlamına Gelmiyor!
Ramazan ayında doğru beslenme
Ramazan ayında tutulan oruç sebebiyle beslenme alışkanlıkları 1 ay boyunca tamamen değişiyor. Saatler boyunca aç kalıp, zengin iftar sofralarında çeşitli yemekleri yemeye başlamak, mide-barsak hastalıklarının gelişimine yol açabiliyor. Bu dönemde ihmal edilen beslenme alışkanlıkları bazı hastalıkların gelişimine yol açarken, aynı zamanda kilo almak da kaçınılmaz oluyor.
Aç kalmanız kilo almayacağınız anlamına gelmiyor
Gün boyu aç ve susuz kalarak kilo almayacağınız anlamına gelmiyor. Oruç tutarken daha az hareket etmeniz metabolizma hızınıza da etki eder. İftarda aşırı besin tüketmeniz, kilo problemleri ile karşınıza çıkacaktır, unutmayın. Özellikle, bu ayda artan tatlı tüketimi de önemli bir risktir. Düzenli olarak ev yemeği tercih ediyor olsanız da iftar saatinde aşırıya kaçmanız, ay sonunda size birkaç kilo olarak geri dönebilir.
Hazımsızlık ve gaz şikayetleri
Oruç tutarken doğru ve sağlıklı beslenmeye uyulmadığında hazımsızlık ve gaz şikayetleri görülebilir. İftar vaktinde aşırı yemek yemeyerek, öğünleri 2’ye, hatta 3’e bölerek, çok sıcak ve soğuk gıda tüketimlerinden uzak durarak, yemeğinizi yavaş ve iyi bir şekilde çiğneyerek, asitli içecek tüketimini tercih etmeyerek bu şikayetlerin ortaya çıkmasına engel olabilirsiniz. Kızartma ile yapılan yemeklerden ziyade az yağlı yemekleri tercih edip, yemek tercihinizi ızgara, fırın veya haşlama yöntemlerinden hazırlanmış gıdalardan yana kullanabilirsiniz.
Egzersiz programınız olmalı
Bu ayda tek öğün beslenmek sizi birçok besinden mahrum bırakıyor. Özellikle sebze ve meyve grubundaki besinlerin tüketimine ara verildiğini ve unutulduğunu gözlemleriz. Bu gruptaki ürünleri kabukları ile beraber tüketmeye özen gösterin. Çünkü, sahip olduğu vitamin ve mineraller, kabuklarında olan bu meyveleri yemenizle beraber günlük posa alımınız da artar. Daha önce yaptığınız egzersizleri devam ettirin, eğer egzersiz programınız yoksa alışacağınız bir düzen oluşturun. İftardan 45 dakika sonra, en az 30 dakika düşük tempolu yürüyüş yaparak sindirim sisteminize destek olabilir, ay sonunda dönüşü muhtemel olan birkaç kilonun önüne geçebilirsiniz.
Tüm bu uyarılara ve önlemlerle rağmen, mide-barsak şikayetlerinizde azalma olmuyor ve devam ediyorsa Gastroenteroloji uzmanınıza başvurmanızda fayda var.
Benzer Yazılar
Divertikülit; kolondan dışarı çıkan balon şeklinde olan keseciklere verilen isimdir. Genelde kalın barsak kasının zayıf alanlarında gelişir.
Ülseratif kolit; sadece kalın bağırsağı tutan bir hastalıktır. Bağırsağın iç yüzeyinden başlıyor ve de rektum denilen alt kısımdan giden bir hastalık olarak bilinir. Bu rahatsızlık akut alevlenme periyotları ve ishal belirtileri arasında görülür. Kronik bir hastalıktır.
Salmonella, insanlarda şiddetli ishal ve ateşe sebebiyet veren oldukça zararlı bir bakteridir.
Gaz çıkarma, aşırı havanın vücuttan çıkarılmasına denilmektedir. Herkeste olabilen doğal bir vücut tepkisidir. Ancak gaz çıkarma, toplum içerisinde kaba bir davranış kabul edildiği için kişileri zor durumda bırakabilir veya kişiyi alay konusu yapabilir.
Karın içi organları kaplamış ince tabaklı karın zarının; kötü huylu tümör hücreleri tarafından tutulmuş olmasına karın zarı kanseri adı verilir.
Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
18 yaşından büyük ve sfinkter gevşekliği 3 cm’nin altında olan hastalar için uygun bir tedavidir. Sürekli ilaç kullanmak zorunda olan hastalar için de tercih edilebilir.
Ramazan ayında tutulan oruç sebebiyle beslenme alışkanlıkları 1 ay boyunca tamamen değişiyor. Saatler boyunca aç kalıp, zengin iftar sofralarında çeşitli yemekleri yemeye başlamak, mide-barsak hastalıklarının gelişimine yol açabiliyor.