Renk Körlüğü ve Belirtileri
Renk körlüğü nedir?
Renk körlüğü; renklerin ve gölgelerin algılamasındaki bozukluk olarak tanımlanır. Erkeklerde, kadınlara göre çok daha sık görülür ve oldukça yaygındır. Kadınlarda %0,6-0,8 oranında görülürken, erkeklerdeki oranı %10’dur. Hastalık kaynağı; gözün retina tabakasındaki bazı pigmentlerin eksik olması ya da hiç olmamasındadır.
Aynı rengin çeşitli tonlarını ayırt ederken güçlük yaşanabileceği gibi, neredeyse hiçbir rengin ayırt edilemeyeceği kadar şiddetli de yaşanabilir. Sıklıkla; kırmızı ve yeşilin ayırt edilemediği tip ile denk gelinir. Nadiren görülen durumlarda ise hiçbir rengin ayrımı yapılamaz ve çevre siyah-beyaz görülür.
Renk körlüğünün belirtileri nelerdir?
Renk körlüğünde kalıtsal tür yaygın olarak görülür. Bu durumda; yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkleri; aynı tonda algılanır. Ayırt edilebilmesi ise ancak yoğunluklarına bağlıdır. Bu bozukluk doğum itibariyle oluştuğu için renk körü olan kişiler, zaman geçtikçe bazı tonları ayırt edebilir hale gelebilir. Renk körlüğünün nadir görülen ve ciddi olan türünde ise bozukluk ilerleyicidir, kişi her şeyi siyah-beyaz olarak görür.
Günlük yaşamda ciddi bir sorun oluşturmasa da kişi bazı işlerde çalışamaz. Örneğin; kırmızı ve yeşil renkler kara ve deniz levhalarında yaygın bir şekilde yer aldığından, renk körü olan kişiler sürücülük ve denizcilik alanlarında çalışamazlar. Çünkü, renklerin fark edilememesi yaşamsal tehdit unsurları oluşturabilir.
Renk körlüğü nasıl tespit edilir?
Aile geçmişinde renk körlüğü olan kişiler, renkleri ayırmada zorluk yaşayan kişiler ve bunların yanı sıra iş yaparken renk ayrımı konusunda zorunluluğu bulunan kişiler de olmak üzere Göz Sağlığı ve Hastalıkları muayenesi düzenli aralıklarla önem arz eder. Muayene esnasında; şikayetlerinizi belirtmenizle beraber renk körlüğü saptanabilir.
Renk körlüğü tedavi edilebilir mi?
Kalıtsal renk körlüğünün tedavisi bulunmamaktadır. Görme sinirlerinin zayıflaması kaynaklı veya görme bozukluğu eşliğindeki renk körlüğü ise belli bir seviyede düzeltilebilir, en azından ilerlemesi ihtimalinin önüne geçilebilir.
Doğuştan gelen renk körlüğünün zararı yoktur, hatta pek çok kişi yıllar boyunca bu durumun farkında bile değildir, rutin bir göz sağlığı muayenesinde tespit edilebilir. Renkleri ayırt etme yetisindeki azalma, göz bozukluğundan da kaynaklanıyor olabileceğinden düzenli göz sağlığı muayenesinin önemi büyüktür.
Benzer Yazılar
Dijital ekranların artık yaşamımızın vazgeçilmezi olduğu bir gerçek. Telefon, tablet ve bilgisayar karşısında geçirdiğimiz zaman arttıkça bu tür ekranların kullanımına bağlı gelişebilen sağlık problemleri de literatürde tanımlanmaya başlandı.
Excimer Lazer uygulamaları ile gözlük kullanımından kurtulmak mümkün.
Yaş ilerledikçe bütün vücutta olduğu gibi, gözlerde de zamanla bozulmalar meydana gelmektedir.
Basit diye düşünüp ertelediğimiz birçok göz rahatsızlığı aslında önemli göz hastalıklarının ve diğer hastalıkların habercisi olabilir.
Presbiyopi; merceğin gözün odağını değiştirme yeteneğini kaybetmesiyle ortaya çıkar. Yaşa bağlı yakını görme bozukluğu yaklaşık 40 yaş civarında başlar.
Stres ile GStres birçok hastalığın açığa çıkmasında önemli bir paya sahipken, göz sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor. Genellikle stres altındayken meydana gelen retinada sıvı birikmesi olayı, görme kaybına kadar gidebiliyor. örme Kaybının İlişkisi
Halk arasında kırmızı göz rahatsızlığı olarak bilinen konjonktivit; göz içerisindeki en dış doku olan konjonktiva tabakası ve göz kapağının iç yüzeyinin iltihaplanarak kırmızı bir hal almasına denilmektedir.
Ortak kullanılan havuzlar; ishal, mantar, idrar yolları, kulak ve göz enfeksiyonlarına sıklıkla sebep olur.
Zaman zaman gözlerimizdeki ağrıları ufak tefek ağrılar zannedip, geçebileceğini düşünüp kontrollerini yapmayı dahil aksatıyoruz. Fakat bu göz hastalıkları farklı hastalıkların habercisi olabilir.
Kontakt Lensler Göz Kaybına Sebep Olabilir Mi?