Tekrar Eden Düşükler Boşanma Nedeni
Mutlaka uzman yardımı alın!
Özellikle tekrar eden düşükler, kadınlara psikolojik yönde travmalar yaşatan olumsuz bir süreçtir. Kadının, içerisinde olduğu bu durumla yalnız mücadele etmesi gerektiğini düşünmesi bu süreci daha da zora sokabilir. Bu yüzden; kadının, eşinden ve ailesinden alacağı desteğin önemi oldukça büyüktür.
Düşük yapılan dönemde, çiftlerin muhakkak uzman terapistlerden destek alması gerekir. Çünkü bu problem; bir kişinin değil, her iki kişinin; yani çiftin problemidir. Gebelik kadına özgü bir durum olsa da erkek bireyin de yaşanan bu duruma eşlik ediyor olması çok önemlidir.
Birbirini tekrar eden düşükler, anne ve baba olma isteğini azaltmaktan daha çok bu isteğin artmasını sağlar. Bunun nedeni; anne olma hedefinden ileri olarak, başarılı olma isteğidir. Düşük hadiseleri; kadınlarda yetersizlik duygusunu açığa çıkarır ve kadın bu duyguyu kapatmak isteyeceği için başarılı olma dürtüsü tetiklenmiş olur. Bunun yanı sıra; bizim toplumumuzda aile olmanın temeli çocuk sahibi olmaktır. Bu düşünceyle birlikte çevreden işitilecek dış faktörlerin etkisi ve kadının kendi kendisini “neden ben?” şeklinde sorgulaması; çifti çocuk sahibi olmak için denemelere yeniden yönlendirir. Düşüklerin; çiftlerin çocuk sahibi olma isteklerini engellemesi neredeyse hiç denilecek kadar az görülen bir durumdur.
“Neden ben?” sorusunu sormayın…
Çocuk sahibi olamamakla birlikte tam anlamıyla aile olamamak düşüncesi evlilikte sorunlara neden olabilir. Düşüklerin tekrar etmesi; eşlerin konuşacakları tek konunun bu olmasına, iletişimlerinin kısıtlanmasına ve muhabbetlerindeki diğer konuların daralmasına yol açabilir.
Bu düşüklerin artmasıyla kadın hiçbir zaman anne olamayacağına inanarak, bir sonraki gebeliğine yine düşük yapacağı kaygısı ile başlar. Bu da gebeliğin tedirgin bir şekilde geçmesine neden olacağı için hiç iyi bir durum değildir. Kadın, düşüklerin kendisinden kaynakladığını düşünür ve yapmadığı veya eksik yaptığını düşündüğü şeyler için bir sonraki gebeliğinde bazı şeyleri kısıtlama kararı alır. Kadının, bu süreçte yeniden düşük yapması durumunda ise kendisini şiddetli suçluluk duygusu sarar ve nerede yanlış yaptığını sorgular. Bu sorular stres içerisinde yaşamasına neden olur.
Çiftlerin sürekli bu konuyu konuşmaları aile için sorunları artırıyor!
Düşükler; hayal kırıklıklarına, başarısızlık duygusunun açığa çıkmasına, istenilen arzunun gerçekleştirilememesine ve bunun asla gerçekleştirilemeyeceği düşüncesinin artmasına neden olur. Bu durum; kadının anne olmaya olan bakış açısını, kendisini kadın hissedişini, aile bağlılığını önemli seviyede etkileyerek, olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Bu durumdan dolayı; çevre, kadını sorumlu tutabilir ve kadında çok şiddetli bir şekilde suçluluk duygusunun açığa çıkmasına neden olabilir. Çevreden gelecek eleştiriler ve tepkiler sonucunda; kadın ve eşi karşılıklı olarak birbirlerini suçlama yoluna giderek çiftlerin evlilikleri tehlikeye girebilir. Henüz anne rahminde gelişen bebek, toplum tarafından bir birey olarak düşünülmese de, çiftler için bu durum çok yıkıcıdır ve mutlaka psikolojik destek alınması gereklidir.
Benzer Yazılar
Çağımızda en çok artma eğilim gösteren ruhsal bozuklukların başında panik bozukluğu gelmektedir. Panik atağı, başta panik bozukluğu olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı bedensel hastalıklarda (tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşük
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler, tekrar eden düşükler nedeniyle olumlu sonuçlar alamayabiliyorlar.
Dudak kanseri çok sık görülmeyen fakat ölüme neden olabilen bir kanser türüdür. Dudak dokularındaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi kanser oluşumuna yol açar.
Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.
Bir zamanlar, günümüzdeki anlayış ve tekniklerden farklı, dönemin güzellik algısına uygun olarak geliştirilen tekniklerle aşırı oynanmış veya düzeltilmiş burunlar (hokka burun, kalkık burun ucu) yapmaya çalışılırdı.
Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.
Akciğer zarları arasında hava dolması durumuna akciğer sönmesi denir.
‘Uzayan Okula Uyum Problemleri Okul Fobisinin Habercisi Olabilir’
“Çoğu çocuk için ara tatiller eğlence, dinlenme ve aktivite anlamını taşıyor ve çocuğun gelişimini pozitif yönde etkileyebiliyor. Ancak bazı çocuklar için ise aynı etkiden bahsetmek daha güç olabiliyor…” İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Klinik Psikoloji Uzmanı Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, bilgilendirmelerde bulundu.