Tuz Kullanımının Böbreklere Olumsuz Etkisi

Hipertansiyonu olanlar tuz tüketimine dikkat edin!
Yapılan araştırmalar ile erişkinlerin yaklaşık olarak %33’ünde hipertansiyon rahatsızlığının olduğu kanıtlanmıştır. Bu rahatsızlık ve diyabet; böbrek yetmezliğine sebebiyet veren en önemli iki faktördür. Kişiye hipertansiyon tanısı konulması itibariyle tedavi planlamalarının ve tuz kısıtlamalarının yapılması gerekir.
Tuz tüketimi nasıl olmalıdır?
Tam sağlıklı bir kişi için günlük tuz tüketimi 5 ila 6 gram olabilmektedir. Hipertansiyon, kalp ve böbrek rahatsızlığı olan kişiler için bu tüketim 2 ila 3 gram ile sınırlandırılmaktadır. Türk Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı araştırmalarına göre Türkiye’de günlük tuz tüketiminin ortalama 18 gram olduğu kanaatine varılmıştır. Bu oran oldukça yüksektir. Dolayısıyla okul çağı itibariyle bu konuda bilinç oluşturulmalıdır.
Nefroloji doktoruna görünmek için geç kalmayın!
Tuz tüketiminin fazla olması; böbrek ile kalp ve damar sağlığı yönünden de önem taşımaktadır. Özellikle genç yaşta hipertansiyon rahatsızlığı bulunan ve vücudunun bazı bölgelerinde şişlikler görülen kişilerin hızlı bir şekilde Nefroloji doktoruna başvurmaları gerekir.
Böbrek rahatsızlıkları ilk 3 aydan sonra kronikleşiyor…
Böbrekler; vücutta su ve tuz atılımını yapan, tansiyonu düzenleyen, kan yapıcı hormonları üreten ve atık maddeleri idrar yolu ile uzaklaştıran işlevlere sahiptir. Bu işlevlerden herhangi birinde yetersizlik gözlemlendiğinde böbrek yetmezliği söz konusu olabilir. Bu durum 3 aydan daha uzun sürerse eğer; kronikleşir ve farklı sonuçlar doğurabilir.
Böbrek rahatsızlıklarını artıran risk faktörleri nelerdir?
Hipertansiyon, diyabet, kalp rahatsızlıkları, obezite, taş düşürülmesi, kontrolsüz ağrı kesici kullanımı ve tekrar eden idrar yolu enfeksiyonları; böbrek rahatsızlıklarını beraberinde getiren faktörlerdir. Aynı zamanda; aile geçmişinde böbrek rahatsızlığı bulunan kişiler de risk altındadırlar.
Basit bir şekilde tespit edilebiliyor…
Böbrek rahatsızlıkları; kan ve idrar testleri ile tespit edilebilir. Bu konuda hızlı bir aşama kaydedilmesi durumunda; rahatsızlığın ilerlemesi engellenebilir, hatta önlenmesi bile sağlanabilmektedir. Böbrek işlevleri %15’in altında olursa; böbrek yetmezliği tanısı konulmaktadır. Bu süreçte; hastanın diyaliz tedavisi ve böbrek nakli konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi gerekir.
Benzer Yazılar
Böbrek; tansiyonu düzenleyen ve kandaki alyuvar sayısının dengede olmasını sağlayan,
Hastalarımız nakil olduktan sonraki ilk dönemlerde bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları yüksek dozda almaları nedeniyle şekersiz
Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Aşırı tuz tüketimi, diyabet rahatsızlığı, kiloda artış, tansiyon ve bazı tedavisi zor olan idrar yolu enfeksiyonları kronik böbrek yetmezliğine neden olan faktörlerdir.
Retroperitonoskopi tekniği ile böbrek vericileri ameliyatlarını daha
Dönemimizin en sinsi rahatsızlıklarından biri olan ve herhangi bir belirti seyretmeden ortaya çıkan böbrek yetmezliği hızlı bir şekilde yaygınlık göstermektedir.
Kronik böbrek hastalığı; önemli bir toplum sağlığı sorunudur.