Çocuklarda Alt Islatma Sorununun Çözümleri

Çocuklarda Alt Islatmanın Nedenleri
Alt ıslatma sorununda kalıtsal faktörler önemli nedeni oluşturmaktadır. Örneğin; ebeveynlerden birinin çocukluk çağında alt ıslatma gibi bir sorunu var ise, çocukta benzer durumun görülme olasılığı yükselmektedir. Mesane kapasitesi küçük olan çocuklarda görülebilmektedir.
Çocuklarda Psikolojik Sorunlar Alt Islatmaya Neden Olur Mu?
Alt ıslatma sorunu ruhsal rahatsızlık sonucu ortaya çıkmamaktadır. Fakat ergenlik dönemine kadar devam ettiğinde ve hiçbir düzelme göstermeyen bir durumda bu rahatsızlıklar sebebi ile çocuklar sosyal sorunlar yaşayabilmektedir. Böyle bir durumda depresyon da olmak üzere birçok ruhsal hastalık görülebilmektedir.
Çocuklarda Alt Islatma ve Tedavi Yöntemleri
Davranışsal Destek Uygulamaları
Sıvı kısıtlaması, gece uyandırma ve ödül verme gibi uygulamaları barındırmaktadır.
Alarm Cihazları
Çocuğun altını ıslatması sonrasında alarm veya titreşimle uyandırılması için kullanılan cihazlardır. Ülkemizde pek çok farklı tipi mevcuttur.
İlaç Tedavisi
Birçok ilaç tedavisi vardır. Etkileri olarak mesanenin kontrolünü kolay hale getirmek, uykunun düzene koyulmasını sağlamak yolu ile göstermektedir. Her ilacın farklı yan etkileri bulunmaktadır. İlaç kullanımı bittiğinde etkilerinin ortadan kalması nedeni ile hasta tekrar idrar kaçırabilmektedir. Bu yüzden en uygun tedavi yöntemini, uzman bir doktor tarafından hastaya en uygun ilaç ile birlikte tedavi sürecine başlaması oldukça önemlidir.
Çocukların Alt Islatma Durumunda Ebeveynler Neler Yapabilir?
- Gece kalkıp tuvalete gitme bir hedef olarak kesinleştirilmeli
- Tuvalete yakın olmasını sağlamak
- Yatmadan iki saat önce sıvı tüketmemeli
- Kafein içeren içecekler kesinlikle verilmemeli
- Yatağa girmeden önce tuvalete gidilmeli
- Gece kuru kalması için bez bağlanmamalı (gece kalkma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir)
- Sabah temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalı
- Çocukların benlik saygıları desteklenmeli
- Ailelere nasıl davranacaklarını anlatan kılavuzlar hazırlanmalı
- Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üzerine işlenmeli
- Çocuklar en az ayda bir kez kontrol edilmelidir.
Geceleri altını ıslatan 5 yaşından küçük olan çocuklara müdahale yapmaya gerek duyulmamaktadır. Çocukları böyle bir durumda yanlarında olduğunuzu hissettirerek destek olunmalıdır. Bağırmamalı, utandırmamalı, cezalandırılmamalıdır. Bilerek ve isteyerek olan bir sorun olmadığı unutulmamalıdır ve mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır.
Benzer Yazılar
Sağlıklı bir bebekte, diş çıkarma dönemi ortalama 6-7 aylıkken başlar, ancak bu süreç bebekten bebeğe değişkenlik gösterir.
Boğmaca, akciğer ve hava yollarında görülen, bulaşıcılığı olan bir bakteri enfeksiyonudur. Boğulma sesine benzer bir solunumu takiben, şiddetli öksürük ile kendisini gösterir.
Neredeyse bir yaşına girecek bebeğinizin artık çevresine daha ilgili olduğunu ve birçok şeyi anlamlandırmaya çalışmaya başladığını görebilirsiniz.
Testisler anne karnında gelişirken böbrek bölgesinde oluşur. Testisin damar ve sinirleri böbrek bölgesinden gelir. Yani uzun bir sap ile aşağıya iner. Bu yerleşme tam anlamıyla olmayabilir. Herhangi bir yerde takılı kalır.
Bebekler aç hissettiklerinde, altını ıslattıklarında veya kaka yaptıklarında, uykusu var ise, çok fazla sıcak veya çok fazla soğuk hissettiklerinde, gaz çıkaramama durumunda, giydirilen kıyafetlerin rahatsız hissettirmesi gibi birçok durumda kendi rahatsızlıklarını ifade edebilmek adına ağlamaya başlarlar.
Çocuklarda bazı nedenlerden dolayı gelişim bozuklukları görülebilmektedir
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Şenol Bozdağ, emzirme ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Çocuklar güneşin ya da diğer etkenlerin sebep olduğu yaz hastalıklarına yakalanabilmektedir
Fenilalanin, vücut için gereken ve gıdalarla alınan aminoasit yapı taşıdır. Bu aminoaitin vücutta fenilalalin hidroksilaz enzimiyle tirozine çevrilmesi ve işlevlerin bu şekilde yapılması gerekirken, bu çeviride yanlışlık olması durumunda kanda fenilalaninin değeri artarak hastalık gelişir.
Kawasaki hastalığı, ilk kez 1967 yılında Japonya’da genç bir doktor, Tomisaku Kawasaki tarafından keşfedildi. Başta Japonya olmak üzere hastalık en sık Asya ülkelerinde görülmektedir.