Göbek Yağlanmasına Etki Eden Faktörler

Göbek yağı probleminin nedenleri
Son zamanlarda göbek bölgesinde meydana gelen yağlanma, önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Lokal; yani bölgesel olarak tabir ettiğimiz bu yağlanma şikayeti, zayıf kadınların bile problemidir. Bu duruma neden olan faktörler arasında yüksek içerikli şekerli yiyecekler, hareketsizlik ve insülin dengesizliği yer almaktadır.
İnsülin dengesizliği
Kan şekerini kontrol eden bu hormonun kan değeri oldukça önem arz eder. İnsülin metabolizması bozulduğunda kan şekeri seviyesinde ve bununla beraber diğer kan seviyelerindeki dengesizlikler, özellikle bel ve karın bölgelerinde yağlanmaya yol açar. Yüksek içerikli karbonhidrat ile beslenme tarzı da bu rahatsızlığa etki etmektedir.
Yağlanmaya etki eden faktörlerin değerlendirilmesi
Diyabet Merkezi’nin 2007 yılında yaptığı bir araştırma ile kalori miktarının ve besin içeriğinin yağlanmaya neden olduğu kesin bir şekilde kanıtlanmıştır. Yüksek karbonhidrat içeren, yüksek doymuş yağ ve Akdeniz tipi diyet programları uygulanan bu araştırmada kişiler; aynı kaloriye denk gelen; ama farklı besinler tüketmiştir. Sonucunda ise kilo ve yağ değişimleri olmamış; ancak karbonhidrat alınmasıyla vücut yağlarının göbek bölgesinde biriktiğine rastlanılmıştır.
Göbek yağlanmasını kontrol altına alacak öneriler
- Sıkılaştırma: Vücut kaslarının korunmasını sağlamak için sıkılaştırma; yani kuvvetlendirme hareketlerinin yapılması tavsiye edilmektedir.
- Egzersiz: Yağ yakımını hızlandırmak için aerobik egzersizler planlanmalıdır.
- Diyet: Kalp sağlığına zarar vermeyen doymamış yağların yüksek, doymuş yağların az tüketildiği Akdeniz Tipi Beslenme Programı ve kilo yönetimi için günlük alınmakta olan enerjiden 100 cal/gün kısıtlamak önemlidir.
- Yüksek karbonhidrat almak yerine; gün içinde düzenli dağılmış öğünlere uymak gerekiyor. Karbonhidrat alınması halinde ise karışık karbonhidrat olarak tanımladığımız esmer tahıl ürünlerinin tüketilmesi önemli.
- Salata ve yemeklerde zeytinyağı ya da kanola yağı kullanılması faydalı olacaktır.
- Öğün aralarında fındık ya da ceviz tüketilerek açlık hissi bastırılabilir.
Benzer Yazılar
Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Metabolizmayı canlandırmak bizim elimizde!
Yaşımız ilerledikçe kemiklerimizdeki protein örgüsü seyreliyor. Yaşlanan kemiklerimizin kalsiyum ağırlıklı mineral maddesi azaldıkça, daha kolay kırılır hale geliyor.
Ramazan Bayramı ve Sonrası için Beslenme Önerileri
Son zamanlarda göbek bölgesinde meydana gelen yağlanma, önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Lokal; yani bölgesel olarak tabir ettiğimiz bu yağlanma şikayeti, zayıf kadınların bile problemidir. Bu duruma neden olan faktörler arasında yüksek içerikli şekerli yiyecekler, hareketsizlik ve insülin dengesizliği yer almaktadır.
Koronavirüs salgını gündemdeyken, oruç tutmak riskli mi?
Uzun süre aç kalan mideyi sıcak veya ılık içimi ile rahatlatan tek besin çorbadır. Çorbanın yavaşça içilmesi; uzun süreli açlıkta oluşan, yemeği bir anda yeme isteğini de engeller.
Susamışlık hissiniz varsa bilmelisiniz ki vücudunuz bu histen çok daha önce susuz kalmaya başlamıştır.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Derya Fidan, gündemde olan ıspanak zehirlenmeleriyle alakalı önemli açıklamalarda bulundu.
Ödemin vücuttan atılmasından önce bu duruma neden olan faktörler tespit edilmelidir. Mesela ödem, hastalıklardan dolayı gelişiyorsa öncelikli olarak bu hastalık tedavi edilmelidir. Daha sonrasında gelişen ödem kaybolacaktır.