Hastaneye Gitme Korkusu Tanıyı Geciktirmesin!
“Batı toplumlarında (AB ülkeleri, ABD) yaklaşık her 8 kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Hastalar pandemi korkusuyla tarama ve kontrollere gitmemeye başladı” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Abut Kebudi, meme kanserini ve tedavi sürecindeki yenilikleri ve erken tanının önemini anlattı.
Hastalığın evresi tümörün ciddiyetini belirlemekte
Tanıda iyi bir öykü alma, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (mamografi, ultrasonografi, emar, PET CT gibi) ve farklı biyopsi yöntemleri, moleküler yapıların incelenmesi önem kazanmaktadır. Meme kanseri tedavisinde cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi, akıllı ilaçla tedavi gibi değişik tedaviler söz konusudur. Hastanın tedavisini belirlerken hastanın yaşı, ek hastalıkları, tümörün özellikleri dikkate alınarak yapılan hastalık evrelemesi önem kazanmaktadır.
Hastalığın evresi olayın ciddiyetini belirlemekte ve tedavi şeklini etkilemektedir. Evre ilerledikçe yapılması gereken tetkikler artmakta ve tedavi şekli değişkenlik göstermektedir. Maalesef Covid-19 döneminde, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de insanların günlük alışkanlıklarda değişiklikler oldu. Kalabalık alanlardan uzak durmak isteyen kanser hastalarında virüs nedeni ile korku oluştu. Bu korku ile tanı evresinde gecikmeler olabiliyor. Bu sebeple evre ilerledikçe hastalıkla ilgili beklentiyi olumsuz etkilemektedir.
Meme kanserinde erken tanının birçok olumlu yönü var!
Erken tanı hem hastalıktan beklentiyi olumlu etkilemekte ve hem de maliyeti düşürmektedir. Örneğin, ileri evrede hem kemoterapi, hem cerrahi tedavi, hem radyoterapi, hem akıllı ilaç tedavisi uygulanabilirken; erken evre bir tümörde sadece cerrahi tedavi ve belki radyoterapi yeterli olabilmekte. Ayrıca hasta memesini de kaybetmeyebilmekte ve koltukaltında ileride ilgili tarafta belli oranda kol şişmesine yol açabilen geniş bir cerrahiye gerek kalmamaktadır. Modern meme kanseri tedavisinde bir yandan mümkün olan en az tedavi ile hastanın hayatını korumak söz konusuyken, ayrıca iyi bir kozmetik sonuç elde etmek te ikinci önemli konudur.
Silikon implantlar sayesinde iyi hissetmek mümkün!
Ayrıca, memeyi komple almamız gereken durumlarda da, mümkünse memenin cildini koruyup içini boşalttığımız ve yerine uygun silikon implant yerleştirdiğimiz ve böylelikle gayet iyi bir kozmetik sonuç alabildiğimiz bir ameliyatı (Subkutan Mastektomi) tercih etmeye çalışıyoruz. Bu ameliyat, riskli kadınlarda kanser gelişmeden de koruyucu olarak yapılabilmektedir.
Kısacası meme kanseri tedavisinde amaç;
- Hastalığı önlemeye çalışmak,
- Hastalık önlenememişse en erken yakalamaya çalışmak,
- En az tedavi ile mümkün olan en iyi kozmetik sonuçla ve en iyi yaşam beklentisiyle hastamızı tedavi etmektir.
Sonuç olarak; meme kanserinde erken tanı en az tedavi ve en az maliyetle, en iyi yaşam ve iyi bir kozmetik sonucu hedefler.
Benzer Yazılar
Bazı guatrların yapısal ve ya işlevsel bozuklukların tedavisini gerçekleştirmek için yapılan tiroid bezinin cerrahi olarak çıkartılması işlemine guatr ameliyatı denir.
Okan Üniversitesi Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi, meme kanserinin tedavisinde hastalarına dünya standartlarında
İyot Eksikliği Nedir?, İyot eksikliği belirtileri, İyot eksikliği nedenleri, İyot eksikliğinde görülen hastalıklar, İyot eksikliği nasıl teşhis edilir?, İyot eksikliği ve guatr, İyot eksikliği ve hipotiroidizm, İyot eksikliği tedavisi, İyot eksikliğini önlemenin yolları
Anal kanala ait kas fonksiyonlarının ve basınçlarının istatiksel değer ve belirtileri anorektal manometri ile ölçülmektedir. Duyu ve basınç ölçümlerinin incelenmesi için oldukça önemli olan anorektal manometri; makat içine yerleştirilen ve ucunda ufak bir balon olan ince kateter yardımı ile yapılır.
Prostat kanseri; erkeklerde en çok görülen kanser çeşididir.
Gökhan Gülen (35) evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul’da yaşayan Gülen’e, kronik böbrek yetmezliğinden dolayı hayat kurtaran bağış abisi Hakan Gülen’den (43) geldi.
Pankreas kanserinde, ameliyat ile tedavi yöntemi az sayıda hastada mümkün olabilmektedir.
Aşırı tuz tüketimi, diyabet rahatsızlığı, kiloda artış, tansiyon ve bazı tedavisi zor olan idrar yolu enfeksiyonları kronik böbrek yetmezliğine neden olan faktörlerdir.