Kalp Hastalıklarının Gebelik Sürecine Etkileri

Gebelikte normal görülen değişiklikler nelerdir?
Gebelik sürecinde hızla büyüyen bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması ve anne adayının doğum esnasındaki kan kaybına karşı direncinin artırılması amacıyla kalp ve dolaşım sisteminde bazı değişiklikler gözlemlenir. Bu değişiklikleri madde madde inceleyelim:
- Gebeliğin ilk 20 haftası itibariyle daha hızlı olmak üzere; tüm gebelik süresi boyunca, kan hacmi hızlı bir şekilde artar.
- Kanın plazma kısmı arttığı için kanda sulanma meydana gelir.
- Kalp debisinde ise artış görülür.
- Kan hacminde meydana gelen artış ile birlikte kalbin bir dakikada pompaladığı kan hacmi artar.
- Gebelik ilerledikçe; kalp debisi, sırtüstü yatarken rahmin büyümesiyle ana toplardamara olan baskısından dolayı düşer ve yan yatarken artar.
- Kan basıncı değişiklikleri görülür. Örneğin; ilk trimesterde kan basıncı düşer. Kan basıncının düşmesi, ikinci trimester ortasına kadar devam eder. Bu durum; son 3 ayda, gebelik öncesine değerlere döner.
Gebelikte kalp hastalığı riski nasıl belirlenir?
Bazen; kalp rahatsızlıkları, bir kadın için anne olmayı riskli hale getirebilmektedir. Gebe kalmadan önce bu risklerin farkına varılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Aşağıda belirteceğimiz gruplandırmaya göre; kalp hastası olan anne adaylarının, gebelik süreçleri boyunca, Kadın Hastalıkları ve Doğum doktorunun yanı sıra, bir Kardiyoloji doktoru tarafından da takibinin yapılması ve risklerinin belirlenmesini gerektirebilir.
- Günlük aktivitelerinde kısıtlaması olmayan gebeler.
- İstirahat ve hafif egzersizlerde herhangi bir kısıtlaması bulunmayan, fazla efor harcanması ile rahatsızlık duyan gebeler.
- Egzersiz kısıtlamaları olan; ancak istirahat edilmesi halinde rahatsızlık duymayan gebeler.
- İstirahat halinde olmasına rağmen sıkıntılı olan, günlük aktivitelerini yapamayan gebeler.
Gebeliği riskli hale getiren sorunlar nelerdir?
Doğumsal kalp hastalığı olan anne adaylarında; gebeliğin gidişatına ve anne sağlığına etki edecek bazı faktörler vardır. Kanın oksijenlenmesi için ihtiyaç duyulan yeterlilik, morarma olup olmaması, kansızlık, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği ve akciğerlerde damar direnci gibi durumlar gebelik seyrini etkileyen önemli unsurlardır. Şimdi, bu süreçte görülen bazı durumları açıklayacağız.
- Fallot tetralojisi
Karmaşık bir kalp rahatsızlığıdır. Anne adayının, hematokriti fazla, arteryel oksijen saturasyonu düşük ve bayılmalar mevcut ise hamileliğin tehlikeli geçmesi söz konusudur.
- Aort koarktasyonu
Hipertansiyon, kalp yetmezliği ve göğüs ağrısı yok ise gebelik iyi geçmektedir. Bu süreçte; fiziksel aktiviteler kısıtlanmalı, kabızlık engellenmeli ve kan basıncının kontrolü sağlanmalıdır.
- Eisenmenger sendromu
Bu durumda; gebelik, annenin hayati sağlığı açısından önlenmelidir. Ayrıca; bebeğe ait komplikasyon ihtimali de fazla olduğu için gebeliğin sonlandırılması tercih edilmektedir.
Bu durumları haricen; ASD (atriyal septal defekt), VSD (ventriküler septal defekt), PDA (patent ductus arteriosus) gibi durumlar da vardır. Bu nedenle; gebe kalmadan önce, bir Kardiyoloji uzmanına muayene olarak, gebelik sürecinizi sağlıklı geçirebileceğinizden emin olmalısınız.
Benzer Yazılar
Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Önemi; hedef organlar olan kalp, damarlar, beyin, böbrek ve gözlerin etkilenmesi sonucunda inme, kalp krizi, periferik damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı ve görm
Herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler için, ramazan ayında oruç tutmanın, genel sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerini hepimiz biliyoruz. Ancak ramazan ayında zaman zaman, ihmal edilen bazı davranışlar sağlığımızı olumsuz etkileyebilmektedir.
Şeker hastalığı, pankreasın istenilen kadar insülin direnci üretememesi
Yaz veya kış ayı olsun fark etmeksizin, bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların sonucunda herkes hasta olabiliyor.
Düzenli yürüyüş, sağlıklı ve kaliteli yaşam için vazgeçilmez bir aktivitedir.
Kolesterol ile alakalı duyduğumuz doğru veya yanlış birçok bilgi var. Peki bunlardan hangileri doğru?
Polipler hücrelerin, normale oranla daha fazla arttığı kitlelerdir. Polipler, kalın bağırsakta en sık karşılan tümör çeşitleridir. Ancak vücudun diğer kısımlarında da görülebilmektedirler.