Oruçta Görülen Baş Ağrısının Nedenleri
İşte Baş Ağrılarının En Sık Görülme Nedenleri!
- Kafein Eksikliği
Ramazan öncesi yoğun kafein içeren gıda ya da içecek (kahve, kola) tüketenlerde genelde bir bağımlılık gelişmiştir. Oruçla bunun aniden kesilmesi, ilk günlerde baş ağrısına yol açar. Her gün oruca başlarken içilecek sert bir kahvenin, bu duruma faydası olabilir.
- Kan Şekeri Düşmesi (Hipoglisemi)
Oruca bağlı kan şekeri düşmesi, yaygın bir baş ağrısı tetikleyicisidir. Oruç öncesi bol şekerli gıda tüketimi, kan şekerinde önce ani bir yükselme, sonra da düşme yaratır. Bu da, baş ağrısına sebep olur. Oruç öncesi düşük glisemik indeksli, şeker içeriği düşük olan bir diyet, baş ağrılarını önlemeye yardımcı olur. Düşük glisemik indeksli gıdalar, yağsız yoğurt, yulaf, elma suyu, üzüm olabilir.
- Susuz Kalmak
İnsan beyninin çoğunluğunu, su oluşturur. Beyinde su miktarı azaldığında, histamin salınımı artar. Beyin, su eksikliğine dayanabilmek için su kısıtlamasına gider ve uzun süren susuzluk durumuna karşı tedbir almaya çalışır. Bu amaçla salınan histamin ise ağrı ve yorgunluk hissine yol açar. Oruç öncesi bol sıvı alımı, histamin salınımını azaltabilir.
- Uyku Düzeninin Bozulması
Ramazanda alışılmış uyku ritminin bozulması, gün boyu halsizlik ve baş ağrılarına neden olabilir. Bu nedenle oruç tutan kişinin yeterli uyku alımına dikkat etmesi gerekir.
Hipoglisemik Baş Ağrısına Dikkat!
Hipoglisemi, kan şekerinin 70 mg/dL’nin altına inmesi ile oluşan kan şekeri düşüklüğü tablosudur. Beyin sadece glikoz kullanır ve bu gibi ani şeker düşmeleri öncelikle beyni etkiler. Temel belirtileri; güçsüzlük, sersemlik, dikkat eksikliği, terleme, bulanık görme, dış çevreyi değerlendirme zorluğu, anlamsız konuşma, esneme, tatlı gıdalar için ani başlayan aşırı iştah ve giderek kötüleşen bilinç düzeyi bozulmalarıdır. Birçok kişi, hipogliseminin baş ağrılarını tetikleyebileceğini bilmemektedir. Hipoglisemin birinci nedeni, açlıktır. Öğün atlamak, yetersiz beslenme, şeker tedavisinde kullanılan ilaçlar, böbrek yetmezliği ve sıtma ilaçları da başlıca hipoglisemik etkenlerdir. Karaciğer, böbrek yetmezliği ve anoreksi de hipoglisemiye neden olur. Hormon eksiklikleri, özellikle aç karna alkol alımı, aşırı şekerli öğünler hipoglisemiyi tetikleyebilir. Şeker hastalarında gerekenden fazla insülin alımı da sıklıkla kan şekeri düşmelerine yol açar. Eğer hemen düzeltilmez ise; komaya kadar ilerleyen hayati bir tıbbi durum gelişir. Oruç, hipoglisemi nedenlerinden birisidir.
Migrene Çevirebilir!
Hipoglisemi, migrene neden olabilir. Bazı migren hastaları, migren krizleri öncesinde tatlı gıdalara karşı ani ve aşırı bir iştah artışının olduğunu fark ederler. Hipogliseminin tetiklediği migren ağrılarında, tipik migren krizlerinde gördüğümüz bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı duyarlılık artışı pek gözlenmez. Kan şekeri düşmesinin nedeni diyabet yani şeker hastalığı değil ise, kişinin düşük şekeri düzeltecek bir beslenme rejimine geçmesi gerekir. Bu diyet genellikle dengeli bir fibril-protein-yağ oranı içeren; az az ve sık sık beslenme biçimidir. Aşırı karbonhidrat alımı önerilmez.
Diyabet Hastaları Dikkat Etmeli!
Oruç tutmayı düşünen şeker hastalarının mutlaka doktorları ile görüşmeleri gerekir. Yine de oruç tutmayı düşünüyorlar ise, ilaç saatleri, özel iftar ve sahur rejimi, alınması gerekli sıvı gıda türleri ve miktarları konusunda bilgilenmeleri gerekmektedir. Genel tıbbi öneri, şeker hastalarının oruç tutmaması yönündedir. Aç kalan bir şeker hastasında hipoglisemik şok riski, Ramazan boyunca 10 kat artmaktadır.
Bu Belirtiler Varsa Orucunuzu Sonlandırmanız Gerek!
Şeker hastaları için ne zaman orucun bozulması gerektiğini bilmek hayati önem taşır. Kan şekeri 70 mg/dL’nin altına düşüyorsa oruç hemen bozulmalıdır. Kan şekeri 300 mg/dL’nin üzerine çıkarsa da oruç hemen sonlandırılmalıdır. İdrarınızın aşırı koyulaşması, ciddi susuz kalma işaretidir. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma da vücudun iyi olmadığını gösterir. Bu durumlarda da derhal oruç sonlandırılmalıdır. Dini makamlar, orucun insan hayatını tehdit edecek bir durumda sürdürülmemesi gerektiği konusunda hemfikirdir.
Ne Zaman Doktora Başvurmalı?
Kişinin ısrarlı baş ağrıları olması, ileri tıbbi değerlendirme gerektirir. Baş ağrılarına bakan uzman, yani nörolog, baş ağrılarının yukarıdaki nedenlerden birine bağlı olup olmadığı (sekonder baş ağrıları) ya da altta yatan birincil bir beyin hastalığı olasılıklarını araştırmalıdır. Tedavi buna göre düzenlenir. Eğer neden sekonder ise, kişinin bir süre için sahur da, düzenli ağrı kesici alması yararlı olabilir.
Benzer Yazılar
Birçok kişinin, migrenin tedavisinin olmadığını sanması nörologları hep şaşırtır. Oysa migren için basit ve ucuz tedavi seçenekleri vardır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tülay Alışkan Oral, migren ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Kişinin ısrarlı baş ağrıları olması, ileri tıbbi değerlendirme gerektirir.
Unutkanlık; yalnızca yaşlıların değil, günümüzde gençlerin de hayatını etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur.
Beyin tümörlerinde, doktora en sık başvuru sebebi baş ağrısıdır.
Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.
Yüz mimik kaslarının beyinden gelen uyaran fasiyal sinir lifinin birçok nedenden dolayı hasar görmesi ile yüzde oluşan hareket kaybına yüz felci denilmektedir.
Yüzde yer alan mimik kaslarına beyinden uyarılar gelir. Bu uyarıları getiren fasiyal sinir liflerinin birçok nedene bağlı hasar görmesine bağlı hareket kaybının gelişmesine yüz felci adı verilir. Aniden gelişebileceği gibi belli bir süre içinde evre evre olarak da meydana gelebilir.
Lafora hastalığı; progresif miyoklonik epilepsiler içindeki ağır seyreden kalıtsal bir hastalıktır. Epileptik nöbetler geç çocukluk döneminde ya da ergenlikte gözlemlenir.