Bize Sorun

Aşağıdaki formu doldurarak bilgi talep edebilirsiniz.

7/24 Yanınızdayız

Sessiz Tehdit ‘Tansiyon Hastalığı’

Sessiz Tehdit ‘Tansiyon Hastalığı’

Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Önemi; hedef organlar olan kalp, damarlar, beyin, böbrek ve gözlerin etkilenmesi sonucunda inme, kalp krizi, periferik damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı ve görme kayıpları gibi pek çok organ hasarına yol açabilmesinden kaynaklanır. Riski arttıran düzey her bireyde farklı olabilirse de, genel toplum ele alındığında; Sistolik Kan Basıncının 140 mmHg / Diyastolik Kan Basıncının 90 mmHg  ve üzerinde olması, ayrıca kişinin anti-hipertansif ilaç kullanıyor olması hipertansiyon olarak  tanımlanmaktadır. Hipertansiyonun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte; pek çok risk faktörü tanımlanmıştır. Bunlar; ileri yaş, yüksek tuzlu diyet (>3 g / gün), obezite, aile öyküsü, aşırı alkol tüketimi, fiziksel inaktivite, diyabet, kolesterol yüksekliği ve bazı ilaçlardır. Hipertansiyon vakalarının %90-95’i primer – esansiyel hipertansiyon sınıfı içerisinde yer almaktadır. Geri kalan %5-10 vakada hipertansiyon altta yatan ve tanımlanabilen bir nedene ikincil olarak gelişir ve bu durum sekonder hipertansiyon olarak adlandırılır. En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri; böbrek hastalıkları, böbreküstü bezinden fazla hormon salgılanması, böbrek dokusu ve atardamarlarını tutan hastalıklar, tiroid ve paratiroid bezi hastalıkları, aortun kalpten çıktığı bölgedeki darlık ve ilaçlardır. Bu problemlerin çoğu girişimsel yöntemlerle veya ilaç tedavisi ile çözümlenebilir.

HİPERTANSİYON BELİRTİLERİ NELERDİR? :

Kan basıncı 180/110 mmHg gibi çok yüksek değerlerde olmadığı sürece normalde herhangi bir belirti vermez. Ancak kan basıncının çok yükselmesi halinde görülen belirtiler arasında baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları sayılabilir.

KİMLER HİPERTANSİYON AÇISINDAN TARANMALIDIR?

18 yaş ve üzerindeki tüm bireyler hipertansiyon açısından değerlendirilmelidir. İzlem en azından şu sıklıklarda yapılmalıdır;

  • 40 yaş ve üzeri bireylerde yıllık
  • 18-39 yaş arasındaki bireyler ise obezite gibi hipertansiyon için risk oluşturan bir durum söz konusu ise,  ya da daha önce kan basınçları 130-139/85-89 mmHg gibi sınır değerlerde ölçüldü ise yıllık
  • 18-39 yaş arasındaki bireyler eğer risk faktörleri yok ise ve son yapılan kan basıncı ölçümü <130/80 mmHg ise üç yılda bir hipertansiyon açısından taranmalıdır

HİPERTANSİYON TANISI KOYMAK İÇİN KAN BASINCI KAÇ KEZ ÖLÇÜLMELİ?

Hedef organ hasarı kanıtları olmadıkça tek bir ölçüm ile hipertansiyon tanısı konulmamalıdır. Kan basıncı yüksek ölçülen bireylerde bir ay içinde tekrarlayan en az 3 ölçüm ile tanı mutlaka doğrulanmalıdır. İlk hasta vizitinde, damar hastalığına bağlı kan basıncı değişikliklerini dışlamak için her iki koldan da ölçüm yapılmalıdır.

HİPERTANSİYON TANISI KOYMAK İÇİN KAN BASINCI HANGİ YÖNTEM KULLANILARAK ÖLÇÜLMELİ?

1. Klinikte ölçüm: Kan basıncının hekim tarafından sistemik fizik muayene yapılırken ofis ortamında ölçülmesidir.

2. Evde kan basıncı izlemi: Hastanın kan basıncının kendisi tarafından evde ölçülmesi olarak tanımlanır.

3.Ayaktan kan basıncı izlemi: 15-30 dakikada bir ölçümle kan basıncının günlük değişimini bildirir.

HİPERTANSİYON TANISINDA DİKKAT EDİLECEK DİĞER NOKTALAR NELERDİR?

Kan bacıncı ölçümü dışında hastanın öyküsü ayrıntılı şekilde sorgulanmalıdır. Vücut yağ dağılımı, göz dibi muayenesi, boyunda tiroid ve karotislerin değerlendirilmesi, kalp, akciğer ve karın muayenesi, ödem ve nabız muayenesi ve ayrıca kişinin nörolojik durumunun değerlendirilmesi muayenenin diğer önemli bileşenleridir. Ayrıca böbrek fonksiyon testleri ve kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum), açlık kan şekeri, idrar analizi, lipid profili (Total koleterol, HDL, LDL, trigliserid) ve EKG mutlaka değerlendirilmelidir.

HİPERTANSİF HASTANIN EĞİTİMİ :Hipertansiyon ömür boyu sürecek olan bir rahatsızlıktır. Hayat boyu kan basıncı kontrolünün sağlanması için yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlar ile tedavi gerekmektedir.

HİPERTANSİYONDA İLAÇ DIŞI TEDAVİLER:

DİYET DEĞİŞİKLİĞİ:

1.Diyette tuz ve yağ tüketiminin azaltılması

2.Diyetle yeterli potasyum, kalsiyum ve magnezyum alımı

3.Balık yağı ve balık tüketimi

3.Alkol tüketiminin sınırlandırılması

4.Sigara kullanımından kaçınılması

*Ayrıca Koenzim Q10, sarımsak, C vitamini, bitter çikolata ve limon tüketiminin kan basıncını düşürdüğüne dair veriler olmakla birlikte elimizde sadece diyetsel yaklaşımların anti-hipertansif ilaçların yerini alabileceğine dair bir kanıt yoktur.

KİLO KAYBI VE EGZERSİZ

1.Obezitenin önlenmesi ve tedavisi

2.Yeterli fiziksel aktivitenin sağlanması. Örneğin; haftada 5 gün, 30 dakika tempolu yürüyüş, daha yoğun fiziksel aktiviteler haftada 3-4 gün 20-30 dakikalık sürelerle yapılabilir.

SONUÇ: Hipertansiyon tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı için öncelikle kan basıncı doğru bir şekilde ve tekrar tekrar ölçümlenmelidir. Kan basıncı düzeyleri ısrarla ≥140/90 mmHg olan hastalar hipertansiyonun nedeni,  eşlik eden risk faktörleri ve hedef organ hasarı kanıtları açısından ayrıntılı şekilde incelenmelidir.

 

Benzer Yazılar

Vücuttan Gaz Çıkarmak Önlenebilir Bir Davranış mıdır?
Vücuttan Gaz Çıkarmak Önlenebilir Bir Davranış mıdır?

Gaz çıkarma, aşırı havanın vücuttan çıkarılmasına denilmektedir. Herkeste olabilen doğal bir vücut tepkisidir. Ancak gaz çıkarma, toplum içerisinde kaba bir davranış kabul edildiği için kişileri zor durumda bırakabilir veya kişiyi alay konusu yapabilir.

Devamı

Crohn Hastalığı: Zor ve İnatçı Bir Hastalık
Crohn Hastalığı: Zor ve İnatçı Bir Hastalık

Sindirim sistemi; ağızdan başlar ve makata kadar devam eder.

Devamı

Kusma Neden Olur?
Kusma Neden Olur?

Kusmanın kaynağı aslında mide değil, beynin gönderdiği sinyallerdir. Kusmanın; vücudun yabancı maddelerden kurtulmak istemesi sonucunda yaptığı savunma mekanizması olduğunu söyleyebiliriz.

Devamı

Kalp Hastalıklarının Gebelik Sürecine Etkileri
Kalp Hastalıklarının Gebelik Sürecine Etkileri

Gebelik sürecinde hızla büyüyen bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması ve anne adayının doğum esnasındaki kan kaybına karşı direncinin artırılması amacıyla kalp ve dolaşım sisteminde bazı değişiklikler gözlemlenir

Devamı

Geriatrik Sendromlar ve Sağlıklı Yaşlılık
Geriatrik Sendromlar ve Sağlıklı Yaşlılık

Yaşlanma, her canlı için engellenemez süreçtir.

Devamı

Kan Şekeri Değeri Ne Olmalı?
Kan Şekeri Değeri Ne Olmalı?

Kan Şekeri Değeri Ne Olmalı?

Devamı

Mucizevi Güç: Su!
Mucizevi Güç: Su!

Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.

Devamı

D Vitamini Eksikliğinin Hiç Bilmediğiniz Zararları!
D Vitamini Eksikliğinin Hiç Bilmediğiniz Zararları!

D vitamini eksikliği bütün vücudu etkiliyor!

Devamı

Lenf Hastalıkları Nelerdir?
Lenf Hastalıkları Nelerdir?

Lenf sistemi; lenf damarları, lenf bezleri, lenf sıvısı ve lenf hücrelerinden oluşan, doku ve organları kapsayan bir ağdır. Lenf sistemi; vücudun toksinlerden, atıklardan ve diğer zararlı materyallerden arınmasına yardımcı olur.

Devamı

Kalp Hastalıkları ve Erektil Disfonksiyon Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
Kalp Hastalıkları ve Erektil Disfonksiyon Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?

Erektil disfonksiyon, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur.

Devamı