Vücudunuz Ramazana Hazır Mı?

Ramaza Kilolarınızla Girmemek için Son Çıkış
Ramazana sayılı günler kala yapacağımız değişiklikler vücudumuzu ramazana hazırlayacaktır. Bu sene de yaz günlerine denk gelen ramazan ayı, normal beslenme düzenimizin dışına çıktığımız, öğün sistemimizin değiştiği ve açlık süresinin uzadığı bir dönemdir. Yaz sıcaklarında tutacağımız oruca kendimizi alıştırmak için beslenme düzenimizde değişiklikler yapmak gerekecek.
Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Derya Fidan, ‘’Günün büyük bir bölümünü oruçlu geçireceğimiz ramazan ayına hazırlıkta ilk olarak sıvı tüketimimizi artırmalıyız. Günde en az 10 – 12 bardak su içerek vücudun ter ve idarla kaybettiği sıvıyı yerine koymamız gerekmektedir. Vücudun suya olan ihtiyacının artığı bu günlerde susamayı beklemeden su içmeye özen göstermeliyiz. Ramazan ayını daha zinde bir metabolizma ile karşılamalıyız.’’ dedi.
Dyt. Derya Fidan, ‘’Ramazana girmeden yapacağımız en önemli bir diğer hazırlık ise porsiyonlarımızı küçültmek olur. Ramazanda kurulan büyük sofralarda kendimizi kaybetmemek için şimdiden porsiyonlarımızı iyi ayarlamalıyız. Yeterli ve dengeli beslenebilmek için bütün besin gruplarından az miktarda tabağımıza almalıyız.
Sağlıklı besinleri doğru pişirme yöntemleriyle pişirmeye başlayarak hem damak tadımızın bu değişikliklere alışmasına hem de ramazanda oluşabilecek mide rahatsızlıklarının önüne geçmemize fırsat tanıyacaktır. Sebzeler ve meyveler mide ve bağırsak işlevimizi artıracağından sindirim sistemimizi rahatlatacaktır. Bu günden başlayarak salata tüketimimizi artırırsak ramazanda bu düzeni devam ettirmek daha kolay olacaktır. Yağlı ve tuzlu yemekleri günlük yaşantımızda da tercih etmediğimiz gibi ramazanda da bizim için risk grubunda olarak görmeliyiz. Kilo almamızın başlıca sebeplerinden olan bu yemeklerden ramazana girmeden uzak durmaya başlamalıyız. Et, tavuk, balık yemeklerini fırında, ızgara ve ya haşlama yöntemleriyle yapmamız, yediğimiz besinlerden en iyi şekilde yaralanmamızı sağlayacaktır.
Uzun süreli açlık sonrası tüketeceğimiz tatlılar kan şekerimizde hızlı oynamalara sebep olacağı için şimdiden tatlı tüketiminde aşırıya kaçmamaya dikkat etmeliyiz. Tatlı ihtiyacımızı taze ve kuru meyve gibi doğal yollarla karşılamalıyız. Ramazan öncesinde, ramazanda ve sonrasında tüketmememiz gereken asitli içecekleri, hazır meyve sularını ve kalorisi yüksek sıvı içecekleri hayatımızdan çıkarmak için en iyi zaman şimdi. İçtiğiniz suları çeşnilendirerek hem daha rahat içilebilir forma getirebilir hem de ramazan öncesi toksinlerden arınabilirsiniz. Harekete geçmek için geç kalmayın!’’ açıklamasını yaptı.
Ramazana Hazırlık İçin Toksin Atıcı Mucizevi İçeçek;
- 2.0 lt su
- 2 Adet Yeşil Elma
- 1 Adet Limon
- 1 Tatlı Kaşığı Tane Karanfil
- 1 Tatlı Kaşığı Top Karabiber
- 1 Adet Orta Boy Kabuk Tarçın
Tüm malzemeleri bir tencereye koyun, kaynamaya başladıktan sonra 15 dk bekleyip altını kapatın, içindeki malzemeleri süzdükten sonra gün boyu bu suyu tüketebilirsiniz. Hem toksinlerden arındırıp hem de yağ yakımının aktive ettiği için ramazan ayına daha fit girmenize yardımcı olacaktır.’’ açıklamasını yaptı.
Benzer Yazılar
Birçok meyve ve sebze ile hazırlanabilmesi sayesinde smoothie, farklı damak tatlarındaki herkesin sevgilisi haline geldi.
Ramazan ayında uzun süren açlıklar kan şekerinde belirgin düzeyde düşmelere sebep olmaktadır. Kişiler iftar anında hızlı bir besin alımı yaşarlarsa kan şekerinin hızla yükselmesine neden olacağından ağırlık çökmesi hissi, yorgunluk ve uyku hali şikayetler
Hamilelik döneminde, vücudun ihtiyacının arttığı minerallerden birisi de kuşkusuz ki magnezyumdur!
Ramazan ayında uzun süren açlıktan sonra kişiler yemek sonrası ağırlık çökmesi hissi, yorgunluk ve uyku hali şikayetleri yaşayabilmektedirler.
Herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler için, ramazan ayında oruç tutmanın, genel sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerini hepimiz biliyoruz. Ancak ramazan ayında zaman zaman, ihmal edilen bazı davranışlar sağlığımızı olumsuz etkileyebilmektedir.
Günümüzde beslenmenin sağlıklı yaşam için kilit rol oynadığının anlaşılmasını takiben besin seçimlerimizde daha dikkatli olmaya başlamalıyız.
Sağlıklı beslenme, kadınlarda en sık görülen meme kanseri görülme olasılığını da düşürüyor!
Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Ketojenik diyet vücudun enerji sağlamak için yağları kullandığı düşük karbonhidratlı beslenme şeklidir. Vücut enerji üretmek için glikoza ihtiyaç duyar.