Randevu Al
Dil Seçimi
İçindekiler
Seismophobia nedir? Sürekli deprem oluyor kaygısını yaşamak normal mi? Hangi kişiler bu konuda daha hassas ve çok büyük kaygı yaşıyor? Sallantı yaşamasak bile sallanıyormuş hissi, sürekli avizeleri kontrol etme duygusundan kurtulmak için neler yapabiliriz? Depremin etkisinden nasıl kurtulacağız? Kaygı bozukluğu ile nasıl başa çıkacağız? Yaşadığımız bu kaygı hangi noktada tedavi gerektirecek bir durum halini alır? Daha ileri aşamalarda ciddi sorunlara neden olur mu? Depremi yaşamış biri ya da korku yaşayan biri deprem korkusundan uykuya dalmakta zorlanabilir ve uyku sorunları yaşayabilir. Bunun için neler yapabilir?  Yaşadığımız depremlerin etkisinden kurtulmakta zorlananlar kaygı seviyesini azaltmak neler yapılabilir?  Bunun için terapi almak gerekir mi   yoksa kişisel olarak bizler ne yapabiliriz? Tv ve sosyal medyada sürekle deprem ile ilgili videolar izlemek enkazdan çıkarılan kişilerin kurtarılış anlarına tanıklık etmek deprem korkumuzu nasıl tetikliyor? Sosyal medyada paylaşım yapmazsak bu konuya çok duyarsız kalmışız gibi algılanıyor, sürekli bakarsak korku yaşıyoruz. Nasıl çıkacağız bu işin içinden?

Ülkece yaşadığımız felaketin ardından sadece deprem bölgelerinde değil, ülkenin her yanında deprem korkusu had safhada. Deprem olmasa bile yatağın, sandalyenin, koltuğun hafif bir şekilde sallanmasını deprem oluyor diye algılayıp panikleyen pek çok insan var. Çoğumuzun gözü tavana asılı lambalarımızda; her an tetikte bekliyor, endişeleniyor, uyuyamıyor ve sürekli sallanıyormuş hissi yaşıyoruz. Peki bu duyguyu yaşamak normal mi? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Kliniğimizden Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Seismophobia nedir? Sürekli deprem oluyor kaygısını yaşamak normal mi?

Seismophobia deprem fobisi anlamına gelmektedir. Deprem fobisine sahip olan kişi kendisi ve sevdiklerinin deprem sonucu zarar görme ihtimalinden dolayı yoğun bir korku duymaktadır. Bu noktada fobileri zaman zaman yaşadığımız işlevsel korku ve kaygıdan ayırmak gerekmektedir. Ülkemizde gerçekleşen binlerce insanın hayatına ve sağlığına mal olmuş böylesi yıkıcı bir depremin ardından hissedilen korku ve kaygı temelde insanın güvende hissetme ihtiyacından kaynaklanmaktadır ve son derece doğaldır. Depremi önceden bilmek ve engel olmak mümkün olmasada daha güvende hissetmemizi sağlayacak önlemler almak, korku ve kaygı duymanın doğal bir sonucudur. Ancak deprem fobisine sahip bireylerde belirsizliğin ve olası felaket senaryolarının getirdiği yoğun stres ve kaygı kişinin sağlıklı düşünüp önlemler almasına engel olacağı gibi hayatının farklı alanlarında bozulmalara yol açarak işlevsellik düzeylerini de olumsuz etkilemektedir. Aldığı tüm önlemlere rağmen kişiler kaygılanmaya devam ediyor ve bu kaygı iş yaşamını, eğitim hayatını, ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa bu noktada duygunun normalliğinden bahsetmek pek mümkün değildir.

Hangi kişiler bu konuda daha hassas ve çok büyük kaygı yaşıyor?

Hepimizin doğrudan ya da dolaylı olarak travmaya maruz kaldığını söyleyebilirim. Her bireyin psikolojisi deprem gibi krizlerden aynı düzeyde etkilenmemektedir. Bu noktada afetlerin şiddeti, kişinin depresyon, anksiyete, panik atak ya da travma gibi mevcut psikolojik sorunlarının geçmişte ya da şu anda olması, kişinin mizacı, önceki deneyimleri, erken çocukluk döneminde ki yaşantıların etkisi, yetişkin bireyin afet sonrasında verdiği psikolojik tepkilerin belirleyicisinde önemli bir rol oynamaktadır.  Özellikle geçmişte travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, depresyon ve anksiyete öyküsü bulunan kişilerde afet olayları dünyanın güvenilmez bir yer olduğuna dair inançlarını tetikleyebilmekte ve semptomları üzerinde arttırcı bir etki oluşturabilmektedir.  Bununla birlikte sağlam bir zeminde ve binada oturmadığını düşünen bireyler doğal olarak bu konuda daha hassas olabiliyor ve büyük bir kaygı yaşayabiliyorlar.

Afet sonrası kişilerde psikolojik travma tepkileri görülebilir. Bu tepkiler, kişilerin ve çevresindeki insanların hayatını olumsuz yönde etkileyebilmekte ve hatta gerekli psikolojik destek sağlanmadığında kişinin ruh sağlığını yaşam boyu etkileyebilecek düzeyde bozabilmektedir.  Yaşanılan afetin şiddeti, kişinin olaya doğrudan maruz kalıp kalmaması, bir başkasının yaşadıklarına tanık olması ya da işitmesi yetişkinlerde afet sonrası görülen psikolojik travma tepkilerin şiddetinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu tepkiler deprem gibi yaşanılan afetin hemen ardından görülebileceği gibi ilerleyen zamanlarda da görülebilir.

Sallantı yaşamasak bile sallanıyormuş hissi, sürekli avizeleri kontrol etme duygusundan kurtulmak için neler yapabiliriz?

Depremin sonlanması depremin kişideki etkilerinin de sonlandığı anlamına gelmeyebilir. Deprem gibi doğal afet sonrasında dünyanın güvenilir bir yer olduğuyla ilgili inançlarımız sarsılabilir. Travma sonrasında güvensizlik hissimizi giderebilmek için kriz anın geçtiğinden emin olmaya ihtiyaç duyuyor olabiliriz. Bu sebeple tekrar tekrar kontrol etmeye ihtiyacı duyabiliriz. Bununla kriz anına doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan kişilerde depremin tekrar olabilme durumuna karşı tetikte olma hali görülebilir. Bu tetiktelik hali tehlike halinde bizi korumaya hizmet eder. Ancak tehlike sonlandıktan üç dört hafta sonra artarak devam ediyorsa bu durum günlük hayatımızda işimize, ilişkilerimize kısacası yaşamımızın bütününü olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Yaşanılan travma sonrası kontrol ve tetikte olma hali en belirgin belirtiler arasında yer almaktadır. Bu son derece normaldir. Bu süreçte günlük rutinlerimizi yeniden oluşturmak ve yakınlarımızla temas halinde olmak güven hissinin yeniden oluşmasına yardımcı olacaktır.

Depremin etkisinden nasıl kurtulacağız? Kaygı bozukluğu ile nasıl başa çıkacağız?

Olumsuz bir duruma yoğun bir şekilde maruz kaldık. Tetiklendik, etkilendik. Bu süreçten etkileniyor olmamız kaygı bozukluğu yaşadığımız anlamına gelmez. Tıpkı panik olmamızın panik bozukluğu yaşadığımız anlamına gelmediği gibi. Bu süreci önlem alarak, hissettiğimiz duyguların normal olduğunu bilerek, duygularımızı yaşamaya izin vererek, yas tutarak, biraz zaman alacağını bilerek, birlikte olarak, duyguları ifade ederek ve gerektiğinde yakınlarımızdan ya da bir uzmandan destek alarak başa çıkacağız.

Yaşadığımız bu kaygı hangi noktada tedavi gerektirecek bir durum halini alır?

-Deprem yaşam şeklimizi değiştiren krizlerden biridir. Özellikle deprem gibi doğal afetlerde krizin sonlanması üç dört haftaya kadar sürebilir. Artçı depremler, enkaz altında kalan insanlar, arama ve kurtarma çalışmaları halen devam ediyor. Dolayısıyla şu anda halen bir kriz içerisindeyiz ve bu kriz henüz sonlanmadı.

Akut kriz anında gösterdiğimiz tutumlar ya da duygusal değişimler son derece normaldir. Aniden gelişen deprem gibi beklenmedik kriz durumları karşısında bazı tepkiler gösterebiliriz. Sinir sistemimiz bu aniden gelişen durum karşısında zorlanabilir. Bu zorlanma normalden farklı olarak kalp çarpıntısı, nefes darlığı, göğüste sıkışma gibi fizyolojik tepkiler ya da ağlama nöbeti, öfke krizi, donup kalma, üzüntü, korku, keyifsizlik, suçluluk gibi duygusal tepkiler göstermemize neden olabilir. Akut stres belirtilerinden ziyade travmayı nasıl işlediğimiz patolojinin oluşumunda belirleyici bir faktördür.

  • Kriz anı sonlandıktan sonra kişilerin;
  • Sürekli kaygı ve korku halinde olma,
  • Belirtilerde zamanla bir azalmanın görülmemesi,
  • Belirtilerin şiddetinin ve yoğunluğunun giderek artması,
  • Bu durum kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini etkilemesi,
  • Baş edemediği ya da baş etmekte zorlandığı tekrarlayıcı düşünce imaj ve duyguların olması durumunda bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşerek destek alınması önerilir.

Daha ileri aşamalarda ciddi sorunlara neden olur mu?

Doğru zamanda doğru müdahale yapılmamış semptomlar ileri ki dönemlerde travma sonrası stres bozukluğu başta olmak üzere farklı patolojilerinin tetiklenmesine neden olabilir.

Depremi yaşamış biri ya da korku yaşayan biri deprem korkusundan uykuya dalmakta zorlanabilir ve uyku sorunları yaşayabilir. Bunun için neler yapabilir?

Deprem sonrası uykuya dalmakta güçlük, uykusuzluk, rahatsız edici rüyalar ya da kabuslar görmek gibi uykuya dair problemler en yaygın stres belirtileri arasında yer almaktadır.

Özellikle depremi yaşamış kişilerde bu durum daha yoğun olabilmektedir. Bu durum fizyolojik ve psikolojik açıdan açıklanabilir. Fizyolojik açıdan şu örnekle açıklayabilirim. Örneğin, gün boyunca hissettiğimiz olumsuz duygular bedende kas gerginliğine neden olacak ve kas gerginliği uykuya geçişi zorlaştıracaktır. Çünkü uykuya rahat bir şekilde geçebilmek için kasların gevşemiş bir modda olması gerekir.  Psikolojik anlamda ele alırsak, genellikle etki düzeyi büyük olan depremlerin çoğunlukla gece uykuda gerçekleşiyor olması kişileri gece uykusunda deprem olabileceğine ve depreme savunmasız bir şekilde yakalanabileceğine dair işlevsel olmayan düşüncelere itebilmektedir. Bu düşünceler de kişilerin uykuya dalmasında güçlük oluşturabilmektedir. Bu durumda öncelikle kişinin gerçekten güvende olduğu bir alanda yaşamını sürdürmesi tedirginlik halini büyük ölçüde yatıştırmasına yardımcı olacaktır. Bununla birlikte gece uyku rutinin yeniden düzenlenmesi örneğin, uykuya dalmadan önce yakınıyla temas halinde olmak, mümkünse dinlendirici bir müzik dinlemek, ibadet etmek, meditasyon yapmak, ılık bir duş almak kişinin uykuya geçişini kolaylaştırabilir.

 Yaşadığımız depremlerin etkisinden kurtulmakta zorlananlar kaygı seviyesini azaltmak neler yapılabilir?  Bunun için terapi almak gerekir mi   yoksa kişisel olarak bizler ne yapabiliriz?

-Ülke olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Birçok yaralar aldık, kayıplar yaşadık ve ne yazık ki yaşamaya devam ediyoruz. Şunu belirtmeliyim ki mevcut durumdan hiç kaygı duymamak neredeyse mümkün değil. Hissettiğimiz kaygının, belli bir oradan da gerçekçi ve sağlıklı olduğunu söyleyebilirim. Belli bir düzeyde ki kaygı kişiyi yaşamındaki tehlikelere karşı koruyarak, hayatta kalmasını sağlar. Ancak kaygının işlevsel olmayan boyuta kaymasını önlemek amacıyla güven duygusunu yeniden inşa etmek son derece önemlidir. Bunun için olabildiğince mevcut rutinlere devam etmek ya da yeni rutinler oluşturmak, dengeli beslenmek, düzenli uyku, spor yapmak, afet bölgelerine bireysel ya da toplumsal destek vermek, duyguları bastırmak yerine o duyguları yaşamaya belli bir süre izin vermek, hissedilen duyguları ve düşünceleri ifade etmek, aile ya da yakın arkadaşlarla paylaşmak onlarlar vakit geçirmek ve sosyal medya kullanımına aşırı maruz kalmaktan kaçınmak kaygının artmasını önlemede oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim.  Ancak kaygı duygusunun şiddetinde zamanla bir azalma olmuyorsa ya da giderek artıyorsa, işlevselliğinizi etkilemeye başladıysa psikolojik destek almanız doğru olacaktır.

Tv ve sosyal medyada sürekle deprem ile ilgili videolar izlemek enkazdan çıkarılan kişilerin kurtarılış anlarına tanıklık etmek deprem korkumuzu nasıl tetikliyor? Sosyal medyada paylaşım yapmazsak bu konuya çok duyarsız kalmışız gibi algılanıyor, sürekli bakarsak korku yaşıyoruz. Nasıl çıkacağız bu işin içinden?

Belirsiz olan her durum kişilerde kaygı, öfke ve üzüntü gibi bazı olumsuz duyguların tetiklenmesine neden olabilir.

Hayat aslında belirsizliklerle doludur. Ancak bizler günlük rutinlerimizle bir nebze olsun bu belirsizliği belirli hale getirmeye çalışırız. Rutinler bizim hayata güvenli ve sakin bir şekilde devam edebilmemize yardımcı olur. Ayrıca olumsuz duygularla baş edebilmemizi kolaylaştırır.

Deprem ne yazık ki hepimizi derin bir belirsizliğe maruz bırakmış durumda.  Bu süreçte belirsizliğin oluşturduğu kaygıyla baş edebilmek için sosyal medya ve haber kanallarına sürekli olarak kendinizi maruz bırakıyor olabilirsiniz. Bu noktada bilgi edinecek ve yardımcı olabilecek kadar sosyal medyayı kullanmak ikincil travmanın oluşumunu önlemek açısından oldukça önemli.

Şu anda hepimiz bir yas süreci içerisindeyiz. Herkesin yas tutma süreci biriciktir. Bu süreçte ‘’Herkes kadar ağlamıyorum normal mi? Herkes sosyal medyada paylaşımlar yapıyor ben onlar kadar yapmadım. Bende bir anormallik mi var? Çevremdeki insanlar sende ne kadar gamsızsın hiç konuşmuyorsun diyorlar. Öyle miyim? Duyarsız mıyım? Bende bir sorun mu var? ‘’ gibi sorularla göz yaşları eşliğinde ne yazık ki sıklıkla karşılaşıyorum. İşin en tehlikeli yanı ise kişiler bu düşüncelerin getirdiği işlevsel olmayan ‘’Sende bir sorun var.’’ mesajını içselleştirmeye başlıyorlar. Yas tepkisini sizin gibi göstermediği için ötekini yargılamamız bu süreçte zarar verici olacaktır. Çünkü bilemezsiniz kişinin hangi duygu durum içerisinde olduğunu, bu duygularıyla nasıl baş ettiğini, hangi travmalarının tetiklendiğini, her ne kadar işlevsel olmasa da belki de yokmuş gibi davranmak, paylaşmamak onun için var olan acıyla baş etmesini sağlayan bir savunma mekanizması olabilir. Konuşamayacak ve paylaşamayacak kadar travmatize olmuş olabilir.

Dolayısıyla bulunduğumuz bu zorlu süreçte yalnızlaşmaya ya da ötekileştirmeye değil birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Yas tutma ve yardım sürecinde yargılayıcı dilden ziyade kapsayıcı dili kullanmaya özen gösterelim. Özen gösterelim ki bireysel ve toplumsal ruh sağlığımızı koruyabilelim. Unutmayalım ki belki biraz zaman alacak ancak birlikte iyileşebileceğiz.

İçerik Hakkında
Yayınlanma Tarihi 10 Eyl 2025
Güncellenme Tarihi 10 Eyl 2025
İlgili Birim
Aydınlatma Metni

TANITIM / PAZARLAMA SÜRECİ KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE İŞLENMESİ AYDINLATMA METNİ

a) Veri Sorumlusu ve Temsilcisi

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) uyarınca, kişisel verileriniz; veri sorumlusu olarak Okan Üniversitesi Hastanesi (“Hastane”) tarafından aşağıda açıklanan kapsamda işlenebilecektir.

Kişisel verilerinizin işlenmesine ilişkin detaylı bilgilere okanhastanesi.com.tr/kvkk’de yer alan Okan Üniversitesi Hastanesi Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası’ndan ulaşabilirsiniz.

b) Kişisel Verilerin Hangi Amaçla İşleneceği Toplanan kişisel verileriniz;

- Kurum tarafından yürütülen faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için ilgili iş birimlerimiz tarafından gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin yürütülmesi,

- Kurum tarafından sunulan hizmetlerin ilgili kişilere sunulması, önerilmesi ve tanıtılması için gerekli olan aktivitelerin planlanması ve icrası amaçlarıyla (“Amaçlar”) Kanun’un 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları dahilinde işlenebilecektir.

c) İşlenen Kişisel Verilerin Kimlere ve Hangi Amaçla Aktarılabileceği

Toplanan kişisel verileriniz; Amaçlar’ın gerçekleştirilmesi doğrultusunda, tedarikçilerimize, kanunen yetkili kamu kurumlarına ve kanunen yetkili özel kişi veya kuruluşlara Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde aktarılabilecektir.

ç) Kişisel Veri Toplamanın Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz Hastane tarafından bizimle temas kurmanız halinde fiziki ortamda hastanemizde ve elektronik ortamda internet sitemiz kanalıyla açık rızanıza ilişkin hukuki sebebe dayalı olarak Kanun’un 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartlarına çereçvesinde toplanmaktadır.

d) Kişisel Veri Sahibinin Kanun’un 11. maddesinde Sayılan Hakları

Kişisel veri sahibi olarak Kanun’un 11. maddesi uyarınca aşağıdaki haklara sahip olduğunuzu bildiririz:

- Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,

- Kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,

- Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,

- Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,

- Kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, Kanun’a ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme ve bu kapsamda yapılan işlemin kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,

- İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkması durumunda buna itiraz etme,

- Kişisel verilerinizin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme.

Yukarıda sıralanan haklarınıza yönelik başvurularınızı okanhastanesi.com.tr/kvkk’den ulaşabileceğiniz Veri Sahibi Başvuru Formu’nu doldurarak Hastanemize iletebilirsiniz. Talebinizin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvurularınız ücretsiz olarak sonuçlandırılacaktır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre tarafınızdan ücret talep edilebilecektir.

OKUDUM ONAYLIYORUM
Açık Rıza Metni

Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Bilgilendirme

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi ("Hastane") olarak, kişisel verilerinizin güvenliğine büyük önem vermekteyiz. Her bir hastanemizin bağlı bulunduğu tüzel kişilik bilgileri aşağıdaki listede yer almaktadır.

Hastane / İşleten Tüzel Kişilik

  • İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi
  • İstanbul Okan Üniversitesi Kadıköy Ek Binası 

Hastalarımız/ Refakatçilerimizin/ Ziyaretçilerimizin/ Çalışanlarımız/ Çalışan adaylarımız tarafından paylaşılan her türlü kişisel veriyi hasta mahremiyetine özen gösterecek şekilde ve kişisel verilerinize ilişkin uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbiri alacak şekilde muhafaza etmekteyiz.

İşbu Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Bilgilendirme, kişisel veri koruma ve işleme politikamızı ve Sağlık Grubumuz tarafından ifa edilen hizmetler sırasında kişisel verilerinizi nasıl topladığımız, aktardığımız, kullandığımız ve koruduğumuzu açıklamaktadır.

1. Okan Sağlık Grup Tarafından Toplanan Kişisel Veriler

Hastalarımızdan, Refakatçilerimizden, Ziyaretçilerimizden, Çalışanlarımızdan, Çalışan Adaylarımızdan sağladığımız sağlık hizmetleri ve idari hizmetler çerçevesinde çeşitli bilgiler toplamaktayız. Söz konusu bilgiler, her şartta 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda ("KVKK") yer alan veri işleme ilke ve şartlarına uygun olarak toplanmaktadır. Sizlerden aşağıda 2. Bölüm'de açıklanan amaçlar kapsamında topladığımız bilgiler arasında aşağıdakiler yer alabilir:

- Adınız, soyadınız, T.C. kimlik bilgileriniz, Pasaport numaranız,
- Doğum yeri ve tarihiniz, Cinsiyetiniz,
- Adresiniz, telefon numaranız, e-posta adresiniz,
- Hastane tarafından size oluşturulan hasta protokol numaranız,
- Ödeme ve faturalama bilgileri gibi finansal verileriniz (IBAN vb.),
- Özel sağlık sigortası veya Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz,
- Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilen hizmetler kapsamında biyometrik verileriniz,
- Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil olmak ve bunlarla sınırlı olmamak üzere sağlık verileriniz,
- Bizimle iletişim geçtiğiniz takdirde ses kaydınız,
- Hastanelerimizi ziyaretiniz sırasında kapalı devre kamera sistemi görüntü kaydınız,
- Otopark/vale hizmetinden faydalanmanız halinde araç plaka veriniz,
- okanüniversitesi.com web sitemizde yer alan online hizmetlerden faydalandığınızda paylaştığınız sağlık verileriniz ve kimlik bilgileriniz,
- e-posta, çağrı merkezi veya diğer sair kanallar ile bize ulaştığınızda paylaştığınız diğer verileriniz.

2. Kişisel Verilerinizin İşlenme Amaçları

Bizden almakta olduğunuz hizmetler kapsamında topladığımız kişisel veriler, aşağıdakilerin de arasında yer aldığı çeşitli amaçlar dahilinde işlenmektedir:

a. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik ve ilgili diğer düzenlemelerde yer alan hukuki yükümlülüklerimizi yerine getirme;
b. Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi;
c. Randevu aldığını takdirde randevunuza ilişkin size bilgi sağlama;
d. Okan Sağlık Grubu’nun iç işleyişini planlanma ve yönetme,
e. Hizmetlerimizi geliştirmek amacıyla analiz yapma;
f. Faturalandırma yapılması;
g. Kimliğinizin doğrulanması;
h. Anlaşmalı kurumlarla ilişkinizin doğrulanması;
i. Uygulanan mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taleplerine yanıt verme;
j. Hizmetlerimize ilişkin soru veya şikayetlerinize yanıt verme;
k. Sunduğumuz hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla sağlık hizmetleri kullanımınızı analiz etme;
l. Okan Sağlık Grubu’nun iç politika ve prensiplerine uyum sağlama;
m. Sağlık hizmetleri almanızı takiben hasta memnuniyetinin ölçülmesi ve hasta memnuniyetinin artırılması;
n. Hizmetlerimize ilişkin olarak bilgilendirme amacıyla sizinle iletişime geçilmesi;
o. İlaç veya tıbbi cihaz temini.

Bununla birlikte, kişisel verileriniz yukarıda sayılan faaliyetler ve ilgili mevzuatın gerektirdiği haller haricinde hiçbir şekilde başka bir amaçla kullanılmayacaktır.

3. Kişisel Verilerinizin Aktarılabileceği Kişi ve Kuruluşlar

KVKK ve ilgili sağlık mevzuatı uyarınca uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirlerin alınmasını sağlayarak, kişisel verilerinizi yukarıda Bölüm 2'de yer alan amaçlar doğrultusunda; 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin izin verdiği kurum veya kuruluşlar; özel sigorta şirketleri; doğrudan/dolaylı yurtiçi/yurtdışı hissedarlarımız, bağlı ortaklıklarımız ve/veya iştiraklerimiz; grup şirketlerimiz; denetçiler; danışmanlar; iş ortakları; faaliyetlerimizi yürütmek üzere sözleşmesel olarak hizmet aldığımız, iş birliği yaptığımız, yurt içi/yurt dışı kuruluşlar ve diğer üçüncü kişilere aktarabiliriz.

4. Kişisel Veri Toplamanın Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar kapsamında ve Okan Sağlık Grubu’nun sözleşmesel ve kanuni yükümlülüklerini yerine getirebilmesi amacıyla toplanır.

5. Kişisel Verilerinize İlişkin Haklarınız

Kişisel verilerinizin Okan Sağlık Grubu tarafından veri sorumlusu sıfatı ile işlendiği ölçüde KVKK'nın 11. maddesi gereği, aşağıda yer alan "KVKK Erişim/ Bilgi Talep Formu"nu doldurup hizmet almış olduğunuz hastane adresine elden teslim ederek, noter kanalıyla göndererek veya web sitesinde yer alan İletişim Formu ile ileterek kişisel verilerinizin;

a) Herhangi bir kişisel verinizin işlenip işlenmediğini öğrenme;
b) Kişisel verilerinizin işlenme faaliyetlerine ilişkin olarak bilgi talep etme;
c) Kişisel verilerinizin işlenme amaçlarını öğrenme;
d) Kişisel verilerin yurt içinde veya yurt dışında üçüncü kişilere aktarılmış olması durumunda bu kişileri öğrenme;
e) Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme;
f) Kişisel verilerin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması veya Grup'un söz konusu verileri işleyebilmek için hukuki dayanağı veya meşru menfaatinin bulunmaması halinde kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme;
g) Kişisel verilerin otomatik sistemler vasıtasıyla işlenmesi sonucu ortaya çıkabilecek aleyhte sonuçlara itiraz etme ve;
h) Kişisel verilerinizin kanuna aykırı bir şekilde işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde bu zararın tazmin edilmesini isteme hakkına sahipsiniz.

Sağlık Grubumuzun talebin niteliğine göre talebi en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, işlemin ayrıca bir maliyeti gerektirmesi halinde, Hastane  tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulunca belirlenen tarifedeki ücret alınacaktır.

OKUDUM ONAYLIYORUM