Beyin Ölümünün Geri Dönüşü Var Mıdır?
Beyin ölümü geri dönüşsüzdür…
Beyin hasarı almış hasta, hastanenin yoğun bakım merkezine yatırılır. Ciddi kazaların, ağır felçlerin ya da beyin kanamasının neden olduğu beyin ölümünde hastanın bilinci kapalıdır ve acı hissetmez. Beyin ölümü; hayatın artık sona erdiğini, vücutta bulunan organların ise ancak makine desteği ile fonksiyonlarını devam ettirebildiği bir süreçtir. Makine desteği yalnızca; bir süre daha devam ettirilir.
Beyin ölümü tanısı; Yoğun Bakım, Nöroloji, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı ve Kardiyoloji uzmanlarının ortak görüşleri sonucunda konulur. Bu durum; hastanın artık yaşama dönmesinin imkansız olduğu anlamına gelir.
Doktorlar beyin ölümünü nasıl saptarlar?
Yapılan muayenelerden sonra beyin ölümünün gerçekleşmiş olduğu belirlenir. Ancak bu muayenelerde şu durumların kesinleşmiş olması gerekmektedir:
- Beyindeki hasar ölümcüldür ve geri dönüşü yoktur.
- Beyindeki hasar tedavi edilemezdir.
- Hasta bilinçsizdir ve reaksiyon vermemektedir. Bunun nedeni; ilaçlara ya da zehirlenmeye dayanmamaktadır.
- Hastaya beynin çalışmasına etki edecek ilaçlar verildi mi? Bu durumda; doktor tarafından yapılacak muayene ilacın etkisi geçince yapılır.
- Hastanın bilinci kapalıdır.
Bu maddeler kesinlik kazandıysa eğer; beyin ölümünün tıbbi olarak saptanması için beyin ölümü protokolündeki testler uygulanır. Bu testlerin uygulanabilmesi için az önce sıralanan maddelerin kesinlik kazanmış olması gerekmektedir.
Hasta bu muayenelerden herhangi bir şey hisseder mi?
Eğer; hastanın beyin ölümü gerçekleşmiş ise yapılan muayenelerden hiçbir şey hissetmezler. Çünkü beyin artık işlevini yerine getirememektedir.
Doğada mucize yoktur…
Günlük yaşamda aniden olan, beklenmedik durumda gelişen olaylar mucize olarak nitelendirilmektedir. Evrende mucize diye bir kavram yoktur. Bu kavramın aslında “açıklamak konusunda güçlük çekilen şey” olduğu unutulmamalıdır. Beyin ölümü tanısı almış bir hasta da tüm beyin fonksiyonlarını kaybetmiş olup, geri dönüşsüz bir yolculuğa çıkmıştır ve bu durumda asla bir mucize gerçekleşeceğine inanılmamalıdır.
Beyin ölümü tanısı konulduktan sonra…
Organ bağışının olması gereken seviyeye ulaşması ve ihtiyaçları karşılayabilmesi için bir adım atabilir, farklı hayatlara ışık kayabilirsiniz. İnanıyoruz ki; zamanla bağış sayıları sizler sayesinde artacak ve pek çok hasta hayatlarında ikinci bir şansı yakalayacaklar. Sizin, daha sonra bir başkasının yapacağı organ bağışı ile toplum bilinçlenecek ve böylece organ bağışına olan yaklaşım pozitif yönde gelişecek…
Benzer Yazılar
Yaz aylarında böbrek yetmezliği riski artıyor!
Böbrek yetmezliği erken aşamalarda bir belirti vermeyebilir.
Hayır, asla satılamaz. Beyin ölümü gerçekleşen kişinin organlarının bağışlanması durumunda
Ramazan ayının yaz mevsiminde olmasıyla birlikte oruç süresinin günde 16-17 saati bulması ve artan hava sıcaklığının sıvı kayıplarını arttırması böbrek sağlığının bozulmasına yol açabilir.
Vücudumuzda iki adet böbreğimiz vardır. Her biri yaklaşık 11 cm büyüklüğünde ve yaklaşık 125 gram ağırlığındadır.
Aşırı tuz tüketimi, diyabet rahatsızlığı, kiloda artış, tansiyon ve bazı tedavisi zor olan idrar yolu enfeksiyonları kronik böbrek yetmezliğine neden olan faktörlerdir.
Dönemimizin en sinsi rahatsızlıklarından biri olan ve herhangi bir belirti seyretmeden ortaya çıkan böbrek yetmezliği hızlı bir şekilde yaygınlık göstermektedir.
Gökhan Gülen (35) evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul’da yaşayan Gülen’e, kronik böbrek yetmezliğinden dolayı hayat kurtaran bağış abisi Hakan Gülen’den (43) geldi.
Toplumumuzda sıkça ve her yaşta görülebilen böbrek iltihabı nedir? Nedenleri ve belirtileri nelerdir? Tedavisi nedir, önleyebilir mi? Böbrek enfeksiyonuna dair merak ettiğiniz tüm soruları sizler için yanıtladık.