Beslenme Alışkanlıklarınız Meme Kanseri Riskinizi Azaltabilir!

Kanser, dünyanın her yerinde rastlanabilen ve bütün canlılarda görülme riski bulunan mortalitesi yüksek bir hastalıktır. Kanser oluşumunda katkısı olan nedenler; toksik kimyasallar, radyasyon, hormonlar, virüsler, genetik ve beslenme şeklidir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi, Beslenme ve Diyet Bölümünden Uzm. Dyt. İrem Aksoy bizlere beslenmenin kanserin üzerindeki önemli etkilerini anlattı.
Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Meme kanseri görülme riskinin en yüksek olduğu gruplar içerisinde; erken ergenliğe giren(12 yaş öncesi), geç doğum yapan ya da hiç doğum yapmayan, bebeğini emziremeyen, geç menopoza giren(50 yaş sonrası) kadınlar yer alır. Tabii bu özelliklerin bulunmadığı bireylerin de meme kanserine yakalanma olasılığı vardır. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis çok önemlidir. Dolayısıyla meme kanserine yönelik taramaların düzenli sıklıkta tekrarlanması bile kanserden ölüm sıklığını azaltmada etkili olacaktır.
Besin ögelerinin yetersiz, aşırı ya da yanlış tarzda alımı kansere yakalanma riskini artırabilir!
Kanser riskini artırabilecek besinlerin yanı sıra yemek hazırlama ve saklama koşullarında da oluşabilecek değişiklikler ve maddeler önemlidir. Yüksek ısıda pişirme ve yanlış pişirme yöntemleriyle veya dumana maruz bırakılarak pişirilen besinlerde kanserojen maddeler birikebilmektedir. Besinlerin işlemden geçirilerek aşırı ayrıştırılması ve saflaştırılması nedeniyle de besinlerin vitamin, mineral ve diğer bileşenlerden fakirleşebileceği göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla kansere karşı koruyucu vitamin, mineral ve diğer bileşenlerin etkinliğini azaltmak da dolaylı olarak kanser riskini artırabilir. Yapılan çalışmalara göre, bazı besinlerin içeriğinde bulunan veya besin hazırlama aşamasında ortaya çıkan maddelerin de kanser riski oluşturabileceği bildirilmektedir.
Meme kanserinden korunmak için beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri;
Sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun,
Yeterli ve dengeli sürdürülebilir beslenmeye özen gösterin,
-
Öğün planlamalarınızda porsiyon kontrolü yapmaya çalışın,
-
Tabağınızın büyük bölümünde bitkisel kaynaklı besinlere(taze sebze-meyveler, tam tahıllar, kuru baklagiller) yer verin,
-
Yeterli vitamin, mineral ve besin bileşenlerinden yararlanmak için çeşitliliğe önem verin,
-
Hayvansal kaynaklı gıdaların tüketimini azaltın, daha az yağlı olanları ve doğru pişirme yöntemlerini tercih edin,
-
Hayvansal kaynaklı gıdalar tercih edilirken özellikle C vitamininden zengin taze meyve ve sebzelerle birlikte tüketin.
Kanserojen besinlerden uzak durun!
-
Odun-kömür ateşine/dumanına doğrudan maruz bırakılarak pişirilen ve yüksek ısıda yağda kızartılan besinlerin tüketiminden kaçının,
Benzer Yazılar
Ramazan ayı ruhen ve bedenen arınma ayı olmakla birlikte yaz aylarında nefsin tutulması gereken süre 17 saatten fazladır. Bu süreye adaptasyon ilk günlerde gebe olmayan insanlar için dahi kolay olmazken gebelerin bu kadar uzun süre yemek yemeden, su içme
Herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler için, ramazan ayında oruç tutmanın, genel sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerini hepimiz biliyoruz. Ancak ramazan ayında zaman zaman, ihmal edilen bazı davranışlar sağlığımızı olumsuz etkileyebilmektedir.
Yılbaşı gününden de önce başlayan ofis kutlamaları ve yılbaşı balolarını da düşünecek olursak yılın son aylarında yiyecek içecek kontrolündeki sınavımız biraz daha zor geçiyor.
Vardiyalı çalışmalarda vücut saati döngülerinde bir takım değişiklikler meydana gelmektedir.
Yılbaşı menüsünün olmazsa olmazı hindi! Hindinin faydaları!
Ramazan ayında uzun süren açlıktan sonra kişiler yemek sonrası ağırlık çökmesi hissi, yorgunluk ve uyku hali şikayetleri yaşayabilmektedirler.