Özellikle 3-6 Yaş Arasında Görülen Krup Sendromu

Krup sendromu nedir?
Krup sendromu özellikle 3 ila 6 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Tedavi edilmemesi durumunda alt solunum yolu enfeksiyonlarına neden olur. En sık bilinen sebebi, boğazdan başlayan; gırtlağa, soluk borusuna ve sonrasında alt solunum yollarına doğru ilerleyen viral enfeksiyonlardır. Bu bölgelerde gelişen şişlik ve balgam ile tıkanıklık belirti vermeye başlar. Sıklıkla ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülen bu hastalık, çocuklarda; öksürük, ses kısıklığı, nefes alırken ıslık sesini andıran bir ses çıkması ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendisini gösterir. Acil olarak teşhisi konulmalı ve tedavisiye başlanması çok önemlidir.
Krup sendromunun belirtileri nelerdir? Tanısı nasıl konur?
Başlayacak atak öncesinde; burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hafif düzeyde öksürük ve ateş gibi bulgular enfeksiyonun varlığını gösterir. Özellikle gece saatlerinde başlayan; öksürük, ses kısıklığı, nefes alırken ıslık sesini andıran bir ses çıkması ve nefes darlığı gibi belirtiler, az önce sıraladığımız bulguları izler. Yaşı biraz daha büyük olan çocuklar, öne doğru oturmayı ve o şekilde nefes almayı tercih ederler. Krup sendromunun tanısı, bu bulgular ile rahatlıkla konulabilir. Fakat, viral kaynaklı krup ve alerjik krup dışında nadir de olsa görülen bakteriyel enfeksiyonlara bağlı krup vakalarının da olabileceği unutulmamalıdır.
Krup sendromunun tedavisi için nasıl bir yol izlenir?
Krup sendromu vakalarının %90’ı, yapılan ilk müdahalenin ardından ayakta, kalan %10’u ise hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Yoğun bakım koşullarında solunum desteğine ihtiyaç duyabilecek hastalar %1’den daha azdır. Bu süreçte en önemli nokta, hava yollarının açık tutulmasını sağlamak ve oksijen desteği vermektir. Havanın soğuk ve nemli olması çok önemlidir.
İlaç tedavisi olarak acil serviste kortizonlu buhar ya da iğne tedavisi uygulanabilir. Daha sonrasında; ayaktan ya da yatarak tedavi planları uygulanır. Sık görülen klasik Krup sendromunda; antibiyotik ve öksürük ilaçlarına gerek duyulmaz. Fakat, seyrek de olsa görülebileceğinden söz ettiğimiz bakteriyel kaynaklı türünde, antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Tekrar eden Krup sendromlarında alerjik sebepler ve mide reflüsü gibi rahatsızlıklar ile altta yatabilecek diğer nedenler (doğuştan veya sonradan) için ileri tetkik ve tedavi planları atlanmamalıdır.
Benzer Yazılar
Düzenli yapılan tetkikler sayesinde pek çok önlenebilir hastalık tespit edilerek, kişinin daha sağlıklı bir yaşam sürmesi sağlanabiliyor.
Onlar Kötülük Duygusu Taşımayan Kanatsız Melekler 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü
Bebeğe hijyenik ortam başta olmak üzere en uygun ortam koşullarını sağlamada, aşıları da dahil gerekli sağlık bakımlarını temin etmede temel görev; ebeveynlere düşmektedir!
Anne Sütünün Bebeklerde Koronavirüse Karşı Koruyucu Etkisi Olduğunu Biliyor Musunuz? Son zamanlarda birçok annenin, gerek Covid-19 geçirmiş olsun, gerekse aşı olmuş olsun; kaygıları, “Bebeğimi emzirmeli miyim? Yoksa emzirmemeliyim mi?” olmaktadır.
Bademcikler, vücudun bağışıklık sisteminin en önemli parçalarıdır.
Gebelik sırasında daima büyümekte olan bebeğiniz için besin ve oksijen taşıyan göbek kordonu, doğum sonrasında artık ihtiyaç kalmayacağı için uzun kısmı kesilerek alınır ve kısa bir parçası bırakılır. Bırakılan bu kısa parçanın da kendiliğinden düşmesi beklenir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de şeker kullanımı ve buna bağlı diyabet, obezite , kalp hastalıkları ve kanser ciddi oranda artmaktadır.
Çocuk Endokrinoloji uzmanı genel olarak; çocukluk ve ergenlik döneminde gelişen hormon bozuklukları ile ilgilenir. Çocuğun büyümesini, ergenliğin normal zamanda ortaya çıkması ve sağlıklı sürdürülmesini, son olarak ise erişkin döneme güvenli bir şekilde geçişini izler.
Periyodik ateş sendromu sıklıkla 2 yaş ile 5 yaş aralığındaki çocuklarda görülür. Genel olarak çok yüksek ateş (41 dereceye ulaşan ateş), faranjit, ağız içerisinde çıkan aftlar, boyunda oluşan şişlik hastalarda görülebilir.
Testisler anne karnında gelişirken böbrek bölgesinde oluşur. Testisin damar ve sinirleri böbrek bölgesinden gelir. Yani uzun bir sap ile aşağıya iner. Bu yerleşme tam anlamıyla olmayabilir. Herhangi bir yerde takılı kalır.