Multipl Skleroz (MS) Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Multipl Skleroz (MS) Nedir? Kimlerde Görülür?
MS hastalığı, merkezi sinir sisteminde yer alan birden çok dokunun hasar görmesinden kaynaklanması sebebiyle Multipl (çoklu), hasar gören dokuların sertleşmesinden dolayı da Skleroz (sertleşme) olarak adlandırılmaktadır. Merkezi sinir sistemine bağlı olarak gerçekleşen bir hastalık olan MS'in belirtileri, genellikle 20-40 yaş arası ortaya çıkar ve kadınlarda yaklaşık 2 kat daha fazla görülür. Bu hastalığın sebepleri kesin olarak bilinmemekte fakat MS hastalığının, yüksek derecede bir tetiklenme sonucunda bağışıklık sisteminde vücudun kendi akson ve miyelin dokusuna zarar verdiği izlenmektedir. Bu tetiklemeye de kişinin yaşadığı coğrafya, genetik yatkınlıkla oluşan enfeksiyonlar ve iklim gibi çevresel faktörler de sebep olabilir. Aynı zamanda MS hastalığının ortaya çıkmasında ve hastalığın seyrini olumsuz etkilemesinde sigara, fazla tuz ve D vitamini eksikliği de etkilidir. Aşağıda sıralanan maddeler MS hastalığının belirtileri arasında yer alabilir. Belirtiler 24 saati geçecek şekilde devam ediyorsa bir nöroloji uzmanıyla mutlaka görüşülmesi gerekmektedir.
- Kollarda, yüzde ya da bacaklarda ağrı, uyuşma, karıncalanma. Kuvvet ve beceri kaybı...
- Kısmi görme kaybı, çift görme, bulanıklaşma, renklerin solması ve puslanma,
- Dengesizlik, baş dönmesi, peltek konuşma, yüzde şiddetli ağrı, yürümede bozulma, bir elde kasılma veya ağrı,
- İdrar boşaltma sorunu, idrar kaçırma, ve kabızlık,
- Dikkat bozuklukları ve yorgunluktur.
MS hastası olan kişilerin MS konusunda tecrübeli bir nöroloji uzmanı tarafından mutlaka düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir. Çünkü hastalığın takibi, duruma göre tedavi yöntemleri açısından çok önemlidir. Bunun yanı sıra, stresten uzak, düzenli bir hayat, yüzme, yürüyüş, uyku, yoga gibi düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, doymuş yağlardan uzak durmak, sabah ve öğleden sonraki saatlerde güneşlenmek MS hastalığına yakalanmış kişilere önerilmektedir.
MS Bulaşıcı Mıdır? Kalıtsal Mıdır?
MS hastalığı bulaşıcı değildir ve kalıtsal olduğuna dair kesin bir delil yoktur. Ama bilimsel açıdan bakıldığında elbette ki oluşumunda genlerin az da olsa rolü olma ihtimali bulunmaktadır. Mesela ebeveynlerden biri MS hastası olan bir çocukta bu hastalığın görülme riski yüzde 1-2 civarındadır.
Benzer Yazılar
Genellikle gece, bacaklarda ortaya çıkan, tam olarak tarif edilemeyen ve uykuya dalmaya engel olan, garip duyu hissi huzursuz bacak sendromu olarak tanımlanır
ALS, çizgili kaslarda ilerleyici erime ile kendini gösterir. ALS belirtileri sıklıkla; kol, omuz, bacak ve dilde seğirmeler, kas krampları, çizgili kaslarda kasılma, sarhoşvari konuşma-genizden konuşma, çiğneme yutma güçlüğü şeklinde kendini gösteriyor.
Beyin tümörlerinde, doktora en sık başvuru sebebi baş ağrısıdır.
Birçok kişinin, migrenin tedavisinin olmadığını sanması nörologları hep şaşırtır. Oysa migren için basit ve ucuz tedavi seçenekleri vardır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tülay Alışkan Oral, migren ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Birçok kişinin, migrenin tedavisinin olmadığını sanması nörologları hep şaşırtır. Oysa migren için basit ve ucuz tedavi seçenekleri vardır. Yani MİGRENİN TEDAVİSİ VARDIR!
Kas kaybı ve zayıflığa neden olan, ender rastlanan bir hastalıktır. Vücuttaki pek çok kası tutar ve hareket kabiliyetine etki eder. Bu nedenle görüldüğü kişilerin yaşam kalitesini ciddi derecede düşürür.
Yaz sıcakları pek çok kişiye uyku ile ciddi sorunlar yaşatmakta ve günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Unutkanlık; yalnızca yaşlıların değil, günümüzde gençlerin de hayatını etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur.
Yüzde yer alan mimik kaslarına beyinden uyarılar gelir. Bu uyarıları getiren fasiyal sinir liflerinin birçok nedene bağlı hasar görmesine bağlı hareket kaybının gelişmesine yüz felci adı verilir. Aniden gelişebileceği gibi belli bir süre içinde evre evre olarak da meydana gelebilir.
Pik hastalığı yavaş seyretmekle beraber, geri dönüşü olmayan nadir bir bunama türüdür. Beynin belli bir bölgesini etkiler ve genellikle 40 ila 60 yaş arasındaki bireylerde meydana gelir.
