Aile Geçmişinde Kalp Rahatsızlığı Olan Kişilerin Dikkat Etmesi Gerekenler
Kalp ve damar hastalıklarında genetik faktörler etkili midir?
Günümüzde oldukça sık karşılaşılan kalp ve damar hastalıklarındaki en önemli risk faktörü genetik faktörlerdir. Kalpten çıkan temiz kanı, dokulara taşıyan atardamarların ve organlardaki kanı kalbe götüren toplardamarların hastalanmasına neden olan durumlar birbirlerinden farklılık gösterse de genetik yapı ve aile öyküsü de birleşince her iki damar grubunun hastalanmasındaki en önemli faktör oluyor.
Koroner damar, karotis damar ve periferik damar hastalıkları gibi atardamarlara etki eden ve buna bağlı olarak meydana gelen; kalp krizi, felç, bacaklarda rahatsızlık gibi durumların birçok nedeni bulunmaktadır. Tüm bu hastalıkların değişmeyen tek ortak risk faktörü; genetik alt yapı ve aile öyküsüdür. Ailesinde kalp rahatsızlığı olan kişinin; kendisinde de böyle bir rahatsızlık gelişme ihtimali, diğer insanlara göre çok daha yüksektir. Bu yüzden; bu grupta bulunan kişilerin düzenli aralıklarla check-up yaptırmaları ve yaşam şekillerini bu doğrultuda değiştirmeleri tavsiye edilmektedir.
Aile öyküsü; toplardamar hastalıkları, diğer adıyla varis için de çok önemlidir. Ebeveynlerden yalnızca bir tanesinde varis var ise çocukta varis görülme ihtimali %40’tır. Eğer; ebeveynlerden her ikisinde de varis mevcut ise çocukta görülme ihtimali %75’e kadar çıkmaktadır. Aile geçmişinde kalp hastalığı öyküsü bulunan kişilerin, toplardamar hastalığı için de aynı özeni göstererek düzenli olarak check-up yaptırmaları gerekmektedir.
Aile geçmişinde kalp rahatsızlığı olan kişilerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir?
Kalp ve damar rahatsızlıklarına yol açan durumlar, çok erken yaşta başlamaktadır. Örneğin; kolesterol birikimlerine bağlı olarak meydana gelen yağ çizgileri 10 yaş itibariyle bile görülmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi özellikle ailesinde kalp rahatsızlığı olan kişilerin erken yaşlarda beslenmesi düzene sokulmalıdır. Her yaş için tehlikeli olan şeker tüketimi için ise çocukluk çağda daha çok dikkat edilmelidir. Metabolizmayı zorlayan trans yağ içerikli gıdalardan uzak durulması da kalp sağlığına olumlu faydalar sağlayacaktır.
Tüm bunların yanı sıra; bilgisayar başında çok zaman geçirilmesinin ve tüm ihtiyaçların ekran başında karşılanması yüzünden artan fast food tüketimi de metabolizmayı yavaşlatarak, kalbe ve daha pek çok organa zarar vermektedir. Bu süreyi oldukça kısıtlı tutarak, daha sağlıklı gıdaların tercih edilmesine özen gösterilmelidir.
Benzer Yazılar
Kalp, göğüs boşluğu içinde her iki akciğer arasında büyük bir alanı kaplayan, en hayati organımızdır.
Şeker hastalığı, kan şekeri olarak da isimlendirilen kan şekerinin yüksek çıktığında görülen bir hastalıktır.
Egzersiz Stres Ekokardiyografi uygulaması ile kalp krizi riskinin, yüzde 90-95 oranında ölçülebilmesi mümkündür.
Normal değerlerinin üstünde olan kan basıncına hipertansiyon denir
Uzmanı Uyardı: Diyabet Hastaları Oruç Tutabilir mi? Kalp Hastalıkları Olan Kişilere Oruç Tutulması Önerilmiyor!
Nefes darlığı, şiddetli öksürük, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, bayılma, soğuk terleme, çarpıntı, halsizlik, göğüste
Kalp yetmezliğinin 2 türü vardır. Daha doğrusu kalbin sağ ve sol tarafı vardır. İkisi ayrı ayrı görevlere sahiptir. Kalbin sağ tarafı vücuttan gelen kirli kanı akciğerlere gönderir.
Ülkemizde en çok rastlanan kronik rahatsızlıklar içerisinde kalp ve damar hastalıkları yer almaktadır
Mucize Gibi İyileşme Öyküsü: Kalp Nakli Olmadan Yaşayamazsın Dediler Doktoru Sayesinde Kalbi Kurtuldu
Kalp, kan pompalarken basınç oluşturur. Bu basınca tansiyon ya da kan basıncı adı verilir. Kişi yaş aldıkça, sabit olan tansiyon değerleri artış gösterir.