Kadınlarda Cinsel Uyarılma Bozukluğu Nedir?

Cinsel sağlık; cinsel varoluşun bedensel, duygusal ve sosyal yönlerinin bütünleşmesidir. Cinsellikle
ilgili sorunlar bu bütünlüğün bozulmasına yol açarak, bireylerin ruhsal ve sosyal sorunlar yaşamasına
sebep olur.
Kadında fiziksel ve psikolojik uyarılma sonucu beyindeki bazı merkezler harekete geçer. Beyinden
klitoris ve diğer cinsel organlara gelen emir sonucu alınan uyarı cinsel tepkiye dönüşür. Yani kadın
cinsel ilişkiye beyniyle katılır ve bunun için psikolojik hazırlığı da büyük önem taşır. Kadınlarda cinsel
uyarılma bozukluğu; sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel uyarılmanın yeterli bir ıslanma-
kabarma tepkisini sağlayamama veya cinsel etkinlik bitene kadar bunu sürdürememe durumudur.
Cinsel uyarılma bozukluğu belirgin bir sıkıntıya ya da kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden olur.
Uyarılmanın gücü ve süresi, cinsel birleşme sırasında zevk almaya yeterli değildir.
Cinsel işlev bozukluğu üzerine yapılan çalışmalarda uzmanlar, birçok hastalığın bu soruna sebep
olduğunu tespit etmişlerdir. Bu rahatsızlıkların temelinde de kişinin sahip olduğu hormonal
problemler, kullanılan ilaçlar, psikolojik sorunlar etken rol oynamaktadır. Bunların yanında kişinin
sahip olduğu yanlış öğretiler, yaşadığı toplumsal baskı ve taciz, tecavüz gibi derin travmalar da cinsel
uyarılma bozukluğuna yol açabiliyor.
Cinsel uyarılma ile ilgili sorunlar, bazı fiziksel durumlar ve yaşam dönemleri ile ilişkili olabilir. Diyabet,
sigara kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve sinir hasarları kadınlarda cinsel uyarılmayı olumsuz
etkileyebilir. Emziren kadınlarda vajinal ıslanmada azalma olabilir. Menopoz döneminde ve
sonrasında östrojenin azalması da uyarılmayı zorlaştırabilir.
Azalmış cinsel istek bozukluğu tedavilerinden kısmen sonuç alınmaktadır. Orgazm bozukluğunun
tedavisinde; öncelikle bu soruna neden olan etken bulunarak, buna yönelik tedavi planlanmalıdır.
Eğer azalmış cinsel istek bozukluğu tıbbi nedenlere dayalı ise, tedaviye bu noktadan başlamak gerekir.
Eğer sorun eş ile yaşanan ilişkideki problemlerden dolayı ortaya çıkmışsa cinsel tedavi çift terapisi ile
birlikte sürdürülür, bu arada cinsellikle ilgili olumsuz düşünceler ve yanlış inançlar da terapide ele
alınır, temel bilgilendirme ile birlikte yanlış davranış kalıpları da değiştirilir.
Benzer Yazılar
Annenin içgüdüsel olarak çocuğunu koruyup kollaması, gebe kalındığı anda başlayıp hayat boyu devam eder. Bebek ana rahmine düştüğü andan itibaren bütün ihtiyaçlarını plasenta ve göbek kordonu yolu ile annesinden karşılar.
Kanama miktarı dikkatle takip edilmeli, doktorun normal olacağını söylediği miktardan fazla kanama tespit edilirse hemen bir uzmana başvurulmalı.
Doğum, kadın bedenindeki doğal bir süreç olmakla birlikte, her kadının doğumu benzersiz ve özel bir olaydır.
Pelvik Konjesyon Sendromu, 30-50 yaş arası kadınlarda rastlanan, pelvik bölgesinde kronik bir ağrı ile seyreden, yumurtalık etrafı ve rahim çevresindeki toplardamarların içinde kan birikmesi ile damar genişlemesine neden olan bir hastalıktır.
Henüz bebeğini emzirirken tekrar hamile olduğunu öğrenen birçok anne adayının aklına takılan en büyük soru işareti “Hamileyken emzirebilir miyim?” olmaktadır.
Vajinada kaşıntı problemi birçok kadında görülen yaygın bir jinekolojik şikâyettir.
Bebeğiniz ile daha çok ilgilenebilmeniz ve vücuduzu dinlendirebilmeniz için gebelikten sonra tekrardan hamile kalmak uzmanlar tarafından en az 2 sene önerilmez.
Birçok kadın günümüzde doğum kontrol yöntemi olarak doğum kontrol haplarını kullanmaktadır.
Menopoz kadınların genelinde görülen bir süreçtir. Bazı kadınlar bu döneme daha erken girseler de bazıları daha geç girebiliyor.